İbiş'in Rüyası Hakkındaki Yorumlar

Roman, 1930'lu yıllarda İstanbul'da geleneksel tiyatro anlayışı ile oyunculuk yapmayı inatla sürdüren bir orta oyuncunun çileli sanat hayatını ve fırtınalı aşkını anlatır. Ortaoyununun ünlü ismi Naşit Özcan'ın hayatından ilham alarak kaleme alınan eser, yazarı Tarık Buğra'nın hayatından da izler taşır.

İnsana kitabı sevdirem bir eser

Konularını ayrı, üslûbunu ayrı seviyorum. Ve yine beni şaşırtmayan bir eseri.

tarık buğra çok iyi bir yazar en sevdiğim kitabı olmasa da ortalamaydı benim için

Tarık Buğra en sevdiğim yazarlardandır. Ancak bu kitabını okurken sıkıldım. Konu pek ilgimi çekmedi.

Farklı bir tarzı var, okuyucuda merak uyandırıyor.

şiirsel bir dili var. tarık buğra gerçek bir sanatçı. romanı ilmik ilmik işlemiş. her kelimeyi düşünerek ve seçerek yazmış, romanı okurken bunu hissediyorsunuz. tarık buğranın her kitabında -hikayleri de dahil- anlatımına bayılıyorum.

sade ve akıcı yazılmış bir eser. güzel basımdan dolayı yayın evine teşekkürler.

Ölmeyecek solmayacak klasiklerden olan Tarık Buğra eserlerinin nahif işçiliğinden ötürü Ötüken Neşriyatı kutlamalıyım.

Bana göre ağır bir anlatıma sahip bir kitap.

Edebiyatımızın en orjinal konu ve kurgularından birine sahip bu kitap.

sade, yalın, akıcı, kurgu muhteşem daha ne olsun...

Sade bir üslupla Tarık Buğra yazmış. Severek okudum.

Güzel üslup sade dil güzel bir kitap

OSmancık'tan sonra okuduğum diğer bir eser. Tavsiye edilir. Bir solukta okyacaksınız.

İlk sayfasından beni içine çeken kitaplardan. Anlatımı mükemmel.

tarık buğra'nın önemli eserlerinden biri. türk tiyatrosunun komiği naşit'in trajik hayatını gözler önüne seriyor.

Tarık Buğra'nın güçlü bir kalemi var

Yalın bir dille yazılmış, Türk tiyatrosunun gelişimini de gözler önüne seren bir eser.

tarık buğra nın en beğendiğim eserlerinden birisidir.

Naşit Özcan'ı tanımak için mutlaka okunmalı.

Türk roman tarihinin degeri bilinmeyen nadide mücevherlerindendir ibis'in rüyasi.

Komik-i Şehir Naşit Bey'in tuluat sanatına ve ortaoyuna verdiği emeği ve dönemin tiyatro çağını anlatan gerçeğe dayalı güzel bir eser.

tiyatro tutkunu ve tiyatro emekçisinin duygusal hayatı anlatılıyor.

Osmancık'ı okumuştum çok beğenmiştim. Sonra bu kitabı okumamla birlikte Müellifin diğer kitaplarını da sipariş ettim. Etkileyici, zevkli.

Tiyatroya tutkun bir genç.Nahit'in tiyatroya olan inancıyla Nuran Tİyatrosu'nu kurması ve sonrasında yaşadıkları,Hatice'den bir artist yaratması,Nahit ile Hatice'nin aşkı samimi bir üslupla anlatılmış.Karakterler o kadar başarılı anlatılmış ki gerçeken yaşıyorlarmış gibi geliyor.Kitabı okurken o sahne heyecanını duyabiliyorsunuz.Hele bir de tiyatroyla biraz olsun ilgiliyseniz bu kitap sizin için biçilmiş kaftan.

Bir klasik, tavsiye ederim

Tiyatro romanı.Roman İstanbul'da geçer.Kahramınımız tiyatro yöneticisi.Bir gün oyuncu olmak isteyen bir kız karşına çıkınca işler büsbütün değişir.Dili akıcıdır.Türkçesi saf ve temizdir.

Kitabın ilk yarısı çok karmaşık. Nahit Bey'in geçmişini düzensiz olarak anlatıyor. O kısımları okumak zor. Ama ikinci yarısı akıcı.

Gelgelim kitabın geneline. Ben beğenmedim. Sıradan bir aşk romanı.

Netice; yine Türk edebiyatında haklı bir şöhreti yakalayan kitap beni de yakaladı

Tiyatrosu da var. Ancak roman daha güzel. En güzel aşk hikayelerinden biri. Sonu çarpıcı bitiyor. Tarık Buğra'nın kitaplarında bir hüzün var. Bu hüzün roman boyunca sizi bırakmıyor.

Modern tiyatroya karşı geleneksel tiyatroyu savunan Nahit’in acıklı mücadelesi ve aşkını konu ediniyor Tarık Buğra. Ünlü tuluat sanatçısı Naşit Özcan’a saygı niteliğinde yazılıp onun hayatından izler de taşıyan bir eser elinizde.

Çok iyi bir kurguya sahip ve konuda güzel . Yazarı seven birisi olarak çok memnun kaldım.

Çocukluğumda ilk okuduğum eserlerden.. merak uyandırıcı bir an önce bitirmek isteyeceğiniz bir eser..

tarık buğra'nın bütün yazdıkları güzeldir ama bu bambaşka.

Buğra'nın eserleri arasında daha minimal seviyede olan bu kitap, değerli okuyucular için söz sanatları açısından incelenmesi gereklidir.

Tarık Buğra Osmancıkla kütüphaneme girdi ve bu kitabıyla devam etti sanırım artık hiç çıkmayacak

Konusu değişik.Yer yer şiirsel ve özgün bir anlatımı var.Zevkle okudum.

kurgusu ve anlatılan olaylarla o zamanın aşk anlayışını başarılı biçimde yansıtan bir kitap

İbiş bir tiyatro kahramanı, ama mükemmel bir kurgu ile anlatılıyor. Yazarın en sevdiğim kitabı.

karakterler çok doğaldı. bir solukta okudum

soluksuz okuduğum kitaplardan biriydi. kitabın kurgusu sürükleyici ibiş'in başına neler gelecek diye merakla okudum

kitap bazen beni gereksiz ayrıntılarda boğmuş olsa da uzunca anlatması gereken noktaları da tek cümleyle geçmiş. bildiğimiz Türk filmi tadında bir roman ( benim gibi klasik Türk filmlerinden hoşlanmayan birisi için bazen sıkıcı olabilecek bir kitap) ama hepsinden öte yine de okumakla iyi edersiniz

Elinizden düşürmeden okuyacağınız çok ilginç, keyifli bir roman.

Bu kitap okunması gereken bir kitap.İnsanların duygularını ve aralarındaki olayları çok çarpıcı bir şekilde dile getirmiş.Kitaptan sıkılmanız mümkün değil.Sindire sindire okunmalı.Okunması gerekli....

Bu kitabı okumam tam 1 ayımı aldı. Kitabın ilk yarısında inanılmaz derecede sıkıldım ancak ikinci yarısı daha akıcı ilerledi. Birçok kez kitabı bırakmayı düşündüm ama inat ettim bitirdim. Bitirdikten sonra şöyle bir düşündüm: bu kitabı okumakla elime ne geçti, neler öğrendim? Hemen hemen hiçbirşey. Tarık Buğra'nın "Osmancık" ve "Küçük Ağa" eserlerine göre bu kitap bence çok zayıf kalmış...

Tiyatroya tutku derecesinde düşkün bir genç. Çocuğunun kültürlü bir insan olarak yetişmesini isteyen, onun tiyatroya ilgisini -taa ki oğlunun iyi bir tiyatro seyircisi değil, iyi bir tiyatrocu olmak istediğini anlayana kadar- destekleyen bir baba. Tiyatro ile bütün alakasını derhal kesmesinin istenmesiyle birlikte Nahit`in evi terk edişi...


Sahip olduğu herşeyi tiyatro uğruna terk edecek, sahip olacağı herşeyi tiyatro sayesinde kazanacaktır. Ne var ki bunun yola çıkarken sandığı kadar kolay olmadığını Nahit, yaşayarak görecektir.

Çaldığı bütün kapılar yüzüne kapanacak, köhne bir otel odasında açlıktan bayılmak üzere olduğu bir sırada oda arkadaşı Vasıf`ın azığını çalarken yakalanacaktı. Suçüstü yakalandığı bu hırsızlık ona, hayatı boyunca sahip olduğu tek dostu, Vasıf`ı kazandıracaktı.

Birbirinden başarısız tecrübelerin, sürekli red cevaplarının ardından üçüncü sınıf bir rol bulduğu kumpanyanın iflası. Tiyatroyu seven ama tiyatrodan anlamayan yeni patron kumpanyanın dağılmasını önlemek için çırpınırken tiyatrocu Nahit`in ortaya çıkışı...

Figüran Nahit`ten, memleketin en büyük tiyatrocusu, ünlü Nuran Tiyatrosu`nun sahibi, yöneticisi ve baş oyuncusu Nahit Bey`e giden yolun sabırla ve azimle, adım adım döşenişi. Ve bu yolda Nahit`in, âdeta yeni baştan yarattığı en ünlü tiplemesi: İbiş!..

Kendisini zirveye taşıyan ilkelere sıkı sıkıya bağlı kaldı ve Vasıf`tan başka hiçkimseye bağlanmadı. Hayattaki tek ve en büyük zaafı da yalnızlığı idi.

Derken günün birinde Hatice`ye âşık oldu. Kendisi için hiçkimsenin yapmadığı birşeyi o, Hatice için yaptı ve yeni yetme bir tiyatrocudan İstanbul’un en namlı artistini çıkardı.

Nahit`in yalnızlığı, Nuran Tiyatro`sunun kuralları ve Hatice ile aşkları... Nahit`i seven, Nahit`in de kendisini sevdiğini bilen Hatice`nin bununla yetinmeyip aşklarını mütemadiyen imtihandan geçirişi.

Hatice ile tiyatrosu, aşkı ile kuralları arasında sıkışıp kalan Nahit`in önce Hatice`den vazgeçişi, sonra kurallarını çiğnettiği tiyatrosunu kaybedişi.

Hatice`nin ise, kuralları çiğnediği için kariyerini, aşkını teste tâbi tuttuğu için Nahit`i kaybetmesi.

Kısacası herkesin kaybettiği bir oyunda, tiyatroya sıfırdan başlayan bir gencin oyunculuktaki yükselişiyle aşk hayatındaki çöküşünün aynı kesit içinde verildiği bir roman.

Hırsı, inadı, sabrı, kıskançlığı ve kaprisleriyle insan ruhundaki gelgitleri işleyen yazar, sıkıcı gelebilecek bir konuyu basit fakat kendine özgü bir olay örgüsü içinde ustaca romanlaştırmış.

Faruk Nafiz Çamlıbel`in Yayla Kartalı piyesi ile yer yer benzerlikler gösteriyor.
İbiş`in Rüyası'nın kahramanları olan Nahit Reşit`ten, Yayla Kartalı'ndaki Nermin ise Hatice`den daha fazla saygıyı hak ediyor.

Eser,aşırı duygulu iki kişi arasınsdaki fırtınalı bir aşkı anlatıyor. Eserdeki Nahit gerçek bir karakterdir.Darülbedayi'de Naşit Özcan isimli kişinin bu esedeki Nahit ile neredeyse birebir örtüşmesi beni bu yargıya iletti.Bu roma daha sonra Buğra tarafından oyunlaştırılmıştır.

Nefis bir aşk öyküsüdür. Bu kitapta, çileli bir sanat hayatının içinde başlayıp gelişen fırtına bir aşk, zengin ve duygusal bir anlatımla canlandırılmaktadır. Kitapta tiyatro dünyasının sanat, başarı, ekmek parası için çırpınan, didişen, kıskanan, köstekleyen, destekleyen, alkışlayan çeşitli insanlarını da tanıyacaksınız.

Tağrık Buğra'nın bu kitabı unutmuş olduğumuz tiyatroyu hatırlatıyor bize. Yazarın etkileyeci cümleleri kitabı elinizden bırakmamınaza neden olcak. Bence aşk ve tiyatro hiç bu kadar güzel bir arada anlatılamaz.