Yıllardır “Göç Zamanı” adıyla yayınlanan kitap, yazarın diğer hikâyeleriyle bir araya getirilerek yayınlandı. Kısa hikâyenin en büyük ustalarından biri olan yazarın, çok az hikâye yazdığını fark ediyor ve hayıflanıyorum. “Köse Kadı” ve “Sokakta” romanlarının yazarı mutlaka okunmalı.
“Dede, her kelimenin tadına baka baka, ağır ağır: "Bir gece," derdi, "Sabaha karşı Münâdi, Göç zamanıdır diye bağıracak."
...
Siz hiç sabaha karşı çağıran bir ses duydunuz mu? Bir ney âhengine bürünmüş bir ses?
Bir adam gördünüz mü, elini şakağına dayamış bir Münâdi, "Göç zamanıdır" diye haykıran?
Dede olmalıydı şimdi. Size derdi ki, siz de duyacaksınız bir gün. Sonra gülümser, gözleri uzaklara dalar giderdi.” (s. 85, 86)