Beyaz Gemi, anne ve babası tarafından terk edilmiş yedi sekiz yaşlarında bir çocuğun dedesinin himayesinde tabiatla ve hayatının ahlâk noktasına yer edindiği hayal ve efsanevi masallarla hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusudur.
İyilik ve kötülüğün çatışması odağında, Orozkul katı yüreklilikle, acımasızlıkla insanın insana birer kurt olabileceğini gösterirken; insanın henüz bir tohumken iç dünyasına yön veren saflığı ve bozulmamışlığı çocuk masumiyeti ile ele almaktadır.
Geyik Ana, efsaneleşmiş bir masaldır. Bu masallar, insanoğlunun doğa ve yaşam alt kaynaklarına hâkimiyetinin koruyucusu ya da yıkıcısı olmasının iç benliğinde yatan ahlâk kültürünün yansıması olabileceğini göstermektedir. Bu doğrultuda, insanoğluyla doğa arasındaki bağın korunması gelecek nesillere ahlâk kültürünü benimsetmenin öneminde yatmaktadır. Yazarında yorumuyla; "...Bu efsane daha da çözümlenecek olursa insanın zorbalık ve zulme karşı 'korunma içgüdüsü' anlamı çıkarılabilir."(s.164)