Kitabın özünde anlatmak istediği bu bölgenin tarih boyunca hep sıkıntılı olduğu, bölge insanın çeşitli şekilde sömürüldükleri, halkın özünde Türk olmasına rağmen Kürt olarak kabul edilerek Kürtçülük adına kullanılmak istendiğidir; yazarın iddiaları bu şekildedir. Fakat konuya yaklaşımında ideolojisinin etkisinde kaldığı bir durum vardır: 1937 isyanlarına kadar gelişen süreçte yaşananların hepsinin istenmeden olduğuna, yeri geldiğinde zor kullanıldığında, bunun şartların sürüklenmesinden ötürü gerçekleştiğini iddia ederken, 1938 olaylarında Celal Bayar'ın söz sahibi olması üzerini bunu Osmanlıcılığa bağlayıp, Alevi düşmanlığı olarak yorumlamıştır. Her kim yapmış olursa olsun kabul edilemez durum olan sivil insanların öldürülmesine kitabında fazla yer verememiş -toplamda iki üç sayfadır- ve bahsettiğinde de sebep olarak bir önceki cümleye bağlamıştır. Bakış açısı kazanmak adına dileyen okuyabilir lakin sadece bu kitap ile bu meseleye bakmak yanıltıcı olur.