Geleneksel öğretiden tanıdık biz dini. Sureleri öğreten bir Kur'an Kursu hocası, ve elifba. O öğretinin içinde tahkik ehli olan bir muallimle karşılaşmak nasip olmak çok zordu. ve öyle oldu. Hz. peygamberin her işin vahiy olduğu algısı zihnimize bindrilince öylece böyle olmaması gerekir dedi zihnimiz. Her sözü vahiy olan rasul algısı doğru ise aklı en alt düzeyde de olsa kullanan her insanın dine "yolumuz burda ayrıldı" demesi gerekiyordu. İmanı sadece mistik bir tecrübeye indigeyince, her sözü vahiy olarak telakki edince laikçiler, pozitivistler, materyalistlerin söylemi daha bir hakikat olarak gösteriyordu kendini. Zira hadisler içinde zayıfı, sakimi, sahih, haseni, ahadı olduğu, hadislerin efendimizden sonra kaleme alındığı, hadislerin lafzend eğil mana olarak aktarıldığı, hadilseri aktaran ravilerin de bir İNSAN olduğu unutulunca katı mezheb taassubu yüceltilip her hadis tedkikçisine "sünnetsiz" yaftası yapıştırılınca İslam'ın da skolastik çağı zuhur etti ve iman sahih olmaktan uzaklaştı. işte bu çalışma imanın sahihliğine adanmış ilmi bir gayret ürünü. Emeğine sağlık Hocam