Cumhuriyetimizin 83. yılında ve çok partili hayata geçişimizin 60. yılında bulunmamıza rağmen hâla konuşulan bir konu ve yaşanan bir olaydır “Demokrasi Krizi” ülkemizde. Aslında krizinden çok demokrasi konuşulur Türkiye’de nedir ne değildir diye, pek çok yorum çıkar ortaya pek çok eleştiri ve fikir. Sonuç şudur ki Türkiye’de demokrasi farklı algılanmakta ve uygulanmaktadır, demokrasiye sığınarak sınırsız özgürlük isteyen kişi ve kurumlarla bu sınırsız özgürlüklerin ülkede ve toplumda yaratacağı zararı önlemek isteyen kişi ve kurumların savaşı sık yaşanır ülkede. Askeri darbeler (kimine göre “İhtilal” kimine göre “Devrim”) ülkemizdeki demokrasi krizlerinin en önemli durakları ve olaylarıdır. Demokrasinin askıya alındığı, iktidarların görevden uzaklaştırıldığı ve meclisin feshedildiği bir dizi gelişmelerin cereyan ettiği bir olaylar dizesidir. Elinizdeki kitap, bu olayları öncesi ve sonrasıyla ele almış ve farklı noktalardaki kişilerin fikirlerine ve anılarına başvurarak hem kitabı zenginleştirmiş, hem de belgesel havasını yakaladığı için akıcı ve anlaşılır bir hale getirmiş. Darbelerde basın ve aydınların tavrını ilk günlerden sonraki günlere kadar periyodik olarak vermesi ise basın dünyasının bu olaylara karşı refleksini anlamamız ve bugüne nazaran yorumda bulunmamızı sağlar nitelikte. Darbeyi yapanların olduğu kadar darbeye zemin hazırlayanların hatalarını da görebileceğiniz bu eser, konu ile ilgilenen ve araştırmaları bulunan kişilerin mutlaka okuması gereken bir eser. Hem yazara hem de bu kitaba ulaşmamızı sağlayan Kitapyurdu’na teşekkür ederim.