Aslında arka kapağını okuduğum zaman hiç düşünmeden almıştım kitabı. Ama umduğumu bulamadım. O kadar kopuk ve yavan bir anlatımı varki. kesinlikle derinliğini yakalamayacağınız bir anlatı. Kadının neden yalnız kalmak istediğini vurgulamıyor. kocasına bu isteğini söyleme anları insanı hatrete düşürüyor. Bir oyun gibi söylüyor ve adam gidiyor. İçinizden diyorsunuz ki: "bir dakika ben sanırım birşeyler kaçırdım." tekrar okuyorsunuz ama aynı. Bu kadar basit midir gerçek hayattaki gidişler???
Olağanlığı ve herkesçe yaşanabilirliği vurgulıyor deniyor kitap için. Oysa ben bunu hiç hissedemedim kitapta. Aksine gerçek hayata çok uzaktı bence. Birbirinden kopuk rüyalar dizisi gibi birşey. İnsanlar arası ilişkiler (karı-koca, anne-çocuk, baba-kız, arkadaşlıklar, işveren-işçi...) yüzeysel ve gerçekten uzak. özelliklede kadının oğluyla arasındaki ilişki insanın canını acıtıyor ve çocuğa acımaya başlıyorsunuz. Böyle büyük bir adım atarak tüm yaşamını değiştiren bir kadının hayatının bu kadar basit anlatılması ve yaşananların yüzeyselliği derinliğini kaybetmesine yol açmış anlatılmak istenenlerin.
Bir nokta var güzel olan... O da kitabın içindeki "solak kadın" şarkısının sözleri...