21. yüzyılın savaş estetiğinden uzaklaştığı ve çürümüşlüğün hissedildiği bir çağ olduğundan hemfikiriz. Geçmişi yâd ettiğimiz bilinen bir gerçek. Deli Kurt kitabını okurken bunu bir kez daha hissettim. Ayrıyetten İslam'ı benimsediğimiz gibi Arap kültürünü de benimsedik. Bu kitap, Gökçen karakteri ile Türk kadınını temsil ediyor. Erkekler gibi ata biniyor, savaşıyor ve sözünün hükmü geçiyor. Gerçekten eski zamanlarda yaşamak varmış. Şimdiki zaman gibi kadın ikinci plana itilmiyor. Deli Kurt'a gelirsek ataları gibi yiğit, güçlü ve zeki... Sevdası için her şeyi yapıyor. Çakır bey ise koşulsuz itaatin örneği. Kitapta ilgimi çeken şey, Yeniçeri Ocağı'nın Tımarlı Sipahiler ile denk olmaması. Zira; devşirme oldukları için soyumuzu kirletip savaş yerine parayı seçmeleri oldu. Bilakis Tımarlı Sipahiler gibi canını dişine katarak savaşmıyorlar. Yer yer tebessüm edip yer yer de üzüldüğüm bir kitap oldu.