Kitap, kaldığı yerden devam ediyor. Sonlarına doğru, ilk baştaki ayrıntı ve kurgu'nun olmadığını görüyorsunuz. Kitabın başında, her şey o kadar yavaş ve anlaşılır devam ediyor ki, sanki bir filmi sinema salonunda arkanıza yaslanmış büyük bir zevkle izliyorsunuz. Sonlara doğru ise, sanki bir an önce sona gelmek istemiş yazar... Yine her şey güzel, hoş ama ben de sanki aceleye gelmiş izlenimi verdi: mesela SAPO ajanlarına ne oldu, hükümet - basın ilişkisi nasıl gelişti vs. gibi bilgilerde eklenebilirdi. Ama direk sonuca ve kahramanımız lisbeth ile kardeşinin akıbetine kaydı olaylar. Ve o kısımda bir çırpıda bitti zaten.