Bir kadın hafız düşünün ki çok küçük yaşta hafız olmuş, imam dedesinin cehennem, azab dolu ayetleriyle beyni doldurulmuş, annesinden sevgi görmemiş, soytarı babasından uzak büyümüş, hep baskı ve korku içerisinde... Yine aynı hafızı, insan içinde, bir elinde tef, oynak şarkılar çalar, söylerken düşünün bir de... O tutucu, mutaassıp insanı ikinci haliyle tasavvur etmekte çok zorlanırken bir de aynı insanın bir dinsize hem de kiliseden çıkmış bir dinsize aşık olmasını kabul etmek daha da zor oldu. Ama Sinekli Bakkal'ı okumaya devam ettikçe anlıyorsunuz ki bu kitap bir kültür sentezi. Hem de çok keyifli bir sentez. Peregrini, cüce Rakım, Jön Türk Hilmi, Hafız Rabia, Zaptiye Nazırı Selim Paşa, Kız Tevfik, Çerkez Kanarya, Mevlevi Dede ve daha bir sürüsü... Kitabın dilinden korkmayın, özümsemeye çalışın.