Aşık Olma ve Aşk (11-D-38) Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Aşık Olma ve Aşk
Aşık olma nedir, nerelerde bulunur, bulununca ne olur, işin ideolojik yanı nedir, doğası gereği devrimci olan aşk sayesinde/yüzünden yıkıcı/yapıcı hangi eylemler ortaya çıkar, bunlar hakkında iyi bir kitap. Aşkı tanımlara sığıştırmaya çalışmak yerine açımlayıcı bir anlatım var, bu iyi. Aşk büyük büyük laflara gelmez, burada büyük laflar yok, bu da iyi. İyi yani.

Barnes'ın meşhur dünya tarihinde buçukluk bölüm aşka ayrılmıştır, aşkın bölücülüğü ve birleştiriciliği, tarihi pek çok mevzuda irdelenir. Bomba bir kitaptır o, bu da benzer bir bakış açısıyla olaya yaklaşır. Aşk bir devrimdir, yıktığının yerine yenisini koyar. Alberoni, aşkı İslamiyet, Reform, öğrenci eylemleri gibi kolektif işlerle bir tutarak temellendirir ve bu bağlamda inceler.

Aşk her şeyi siler, yeni bir başlangıçtır. Arkada kalanlar için yıkımdan başka bir şey yoktur bunda, oysa aşık olan için yanan gemilerin küllerinden kurtulma çabasıdır. Tercihtir nihayetinde, bir anda ortaya çıksa dahi kişi farkına varmadan kendini aşık olmaya hazırlamış olabilir, tam tersini düşünüyor olsa bile. "Aşık olmanın tarihi, seçmeyi reddetme ve seçmeyi öğrenme tarihi olacaktır." (s. 23) Yaşam durur, gündelik hayatın sıradanlığı yıkım anlarında hiçlik gibi gelir. Betona gömülmüş, havasız kalan acılı ruha sorun, nasıl güvendiğini, hiç düşünmeden kendini bıraktığını kişisel tarihi içinde, sanki kayda değer başka hiçbir şey yokmuş gibi anlatacaktır. Aşık olduğu kişinin biricikliği bir zamanlar kendi biricikliğiydi, şimdi kendini dahi yitirdi ve nerede bulacağını bilemiyor. Tehlikelerle ve mutlulukla dolu bir yolculuktaydı, şimdi başkaları için yaşıyor.

İki insana aynı anda aşık olunamayacağını söylüyor Alberoni, birinin diğerine duyulan aşkı yıkmadan ortaya çıkamayacağını belirtiyor. Tartışmaya açık bir hale geldiğini düşünüyorum, gelecekte duygusal ilişkilerin bürüneceği biçimler bildiğimizden çok daha çeşitli olabilir. Hormonlarımız, salgı sistemimiz, sinir sistemimiz değiştirilmeye hazır, insanoğlunun her şeye açık olması gerekiyor. Neyse, artık "ben" yerine "biz" varsa, problemlerin birlikte çözülebileceği inancı yerleşmişse aşk budur. "Problemlerini çözmeden gelme" mantığı varsa o aşk değil. Bence makul bir yaklaşım, kendini verdikten sonra kim kendini düşünebilir ki? Büyük bir kopma lazım.

Alberoni, maddi ve manevi koşullarından tamamen hoşnut olan insanların aşık olmasının çok zor, hatta imkansız olduğunu söylüyor. Aşk, gündelik yaşamın zorluklarından doğuyor, yukarıdaki ayrı dünyaları hatırlayın. Yitirecek bir şeyi olmayanlar aşık olabilir, varlığını zenginleştirmeye çabalayanlar değil. Daha iyi yenilmek, dibe batmak lazım.

Teoloji ve dinler tarihiyle kurulan bağlantılar, biyolojik yaklaşım vs. gibi pek çok farklı pencereden güzel bir aşk değerlendirmesi. Lazım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla