Yazar, ne Türkçeyi ne kuvantumu ne de Hallac-ı biliyor. Bu zat (yazar, bu kelimeyi çok seviyor) rüyasında Mansur’un, kitabı yazmasına yeşil ışık yaktığını söylüyor. Kitabı yazdıktan sonra bir daha sormuş mu ona fikrini?
Her sayfada bir sürü Türkçe hataları var. Örnek mi? İşte birkaçı:
... kontak temasıdır.
… kendi esinlenmelerim ve ilhamlarımdır.
… saygı ve hürmetlerimi sunarım.
Daha niceleri. Aynı kelimeyi bıktırırcasına her satırda tekrar tekrar kullanması, anlatmak istediğini bizatihi kendisinin sakatlaması, vs. Yani bir tür laf salatası. Yani ortada bir sır varsa, anlatım nedeniyle, ortaya çıkmak yerine sırra kadem basıyor.
Kitabın bir yerinde, ‘.. atomu parçalayan formülü veren Einstein’ diyor. Sahi, çok araştırma yaptığını söyleyen yazara bu bilgiyi kim vermiş? Einstein bakın daha neler yapmış: Fizik kanunlarını altüst etmiş, göründüğü gibi katı olmayan enerji dünyasını sunmuş, vs, vs. Kafana kafan kadar taş düşsün e mi, diyeceğim ama uygun kaçmayacak! Katı mı sıvı mı anlardı o zaman.
Yazar, aklını kullananlar için deliller bıraktık ayetinden yola çıkarak yazdığını söylüyor kitabı. Valla ben ikna olmadım.