Tarihin en ilginç kişiliklerinden Hasan Sabbah'ı ele alarak daha baştan insanı büyük bir beklentiye sokan, ama bu beklentiyi pek de karşılamayan bir kitap. Kitapta açıklama gerektiren birçok öğe üstünkörü anlatılmış. Örneğin, Batınilerin "nass ve tevil" geleneğinden bahsediliyor. Tevili anladık ama "nass" için ayrıntılı bir dipnot verilmeliydi en azından. Editör kontrolünden kaçmış birçok belirsiz nokta var. Örneğin, aynı kişi olduğunu epeyce kafa karışıklığı yaşadıktan sonra anladığımız Fatımi halifesinin adı, üç farklı şekilde yazılmış: "el-Muntasır", "el-Mustansır" ve "el-Muntansır".
Türk akademisyenlerin neredeyse tümünden gözlenen bir hastalık bu kitabın okunmasını da güçleştiriyor: "-mektedir, -maktadır" ile biten kuru bildirim cümleleri, resmi rapor havasındaki yavan bir üslup. Neden içerik kadar üsluba da önem verilmez böyle kitaplarda? Yazar bu kitabın bazı bölümlerini, uzun aralardan sonra yazmış ve önceki bölümlerle olan tema ve olay bütünlüğünü ıskalamış. Yine de okunabilir bir kitap. Türkçe'de bu ilginç tarihsel kişilikle ilgili kaynakların zenginleşmesi açısından iyi bir gelişme.