Cehenneme Övgü ve Cennetin Dibi eserleri ile bir ‘aykırı’ yazar olarak anılan Vassaf, bu sefer karşımıza annesinin biyografisi ile çıkıyor. Belkıs Vassaf, Makedonya'nın Ustrumca şehrinde çok zengin, köklü, dindar ve geleneklere bağlı bir ailenin torunu olarak dünyaya geliyor. Babasının ölümü ve Bulgarların saldırısı aynı zamana denk geliyor. Ve ardından Selanik, İzmir, Manisa-Akhisar güzergâhında devam eden yaşamı İstanbul, Ankara ve Amerika şeklinde yol alıyor. Bir asra yakın süren Belkıs Hanımın yaşam öyküsü ile imparatorluğun çöküş serüvenini, çöküş yıllarındaki hayatları, korkuları, eğitim sitemlerini, adetleri, bayramları, kıyafetleri ve sonra da 1940’lı yılların Amerika’sındaki Yahudi, zenci, kadın ayrımcılıklarını okuyorsunuz. Zekeriya Sertel'in kız kardeşi olan Belkıs Hanım, komünist Rusya’ya da harf inkılâbına da kesin dille karşı çıkıyor. İmparatorluktan cumhuriyete geçiş dönemindeki kadın kimlik oluşturma çabasını da, Amerika’da psikologlukla geçen yılları da zevkle okuyorsunuz. Detaylar ve hafızası de müthiş. Göçler, I. Dünya Savaşı yılları, Darülmuallimat’ta (Çapa Kız Öğretmen Okulu) yapılan öğretim, Robert Kolej’indeki eğitim ve öğretim şartları, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin o dönemki durumu; Akhisar’ındaki evlerin mimarisi, Selanik’teki okula başlama merasimleri, Amerika’daki radyo programlarının içeriği gibi ince detaylarla zenginleştirilmiş. Ömrünün son yıllarında döndüğü İstanbul’daki yozlaşma ise onu kalbinin tam ortasından vurmuş.