"Raymond Carver okumadan geçen bir ömür yalandır.." der Semih Gümüş. Carver'ı okuyunca bu iddialı cümleye hak vermemek kabil değil. Carver, çağdaş Amerikan edebiyatının niteliğini yükselten "Kirli Gerçekçilik" akımının öncüsü.. Amerikan taşrasını, sıradan insanların yalnızlığını, içimizdeki kötücül duyguları, kadın-erkek arasındaki çatışmayı, beyazların siyahlara ettiklerini, acı ve buruk anları hayatın sıradan parçalarıymışçasına öykülüyor.. Öyküler o kadar yalın o kadar hayatın içinden ki insan "Ne var yani , ben de bu tarzda yazabilirim" hissine kapılıyor.. Ama kağıdı kalemi alıp bir şeyler yazmak oturunca olmuyor işte. Tıpkı Cem Yılmaz espirilerini anlatmayı becerememek gibi.. Öyküyü sevenler Carver'ı mutlaka okumalı, hatta döne döne okumalı. Tavsiye ederim