Kurgusunu biraz zorlama bulmamdan ötürü; Yüzüncü Ad kitabının, Maalouf'un diğer eserlerine nazaran biraz daha sönük kaldığını düşünüyorum. Keza başlangıçta Tanrı'nın sıradan fanilere gizli yüzüncü adını aramak üzere yola koyulan Baldassare'nin serüveni, kitabın sonuna doğru artık iyice maksadını aşıyor ve kitabın olay örüntüsü garip bir noktaya evriliyor. Bunun dışında kitapta Sabetay Sevi karakteri gibi, büyük Londra yangını gibi ilgi çekici tarihi kişiler/olaylar da var. Maalouf'un diğer kitapları kadar olmasa da bu kitabı da tarihsel bazı olguları araştırmaya itiyor. Saydığım olumsuz yönlerine rağmen yine de okuması keyifli bir eser olduğunu söyleyebilirim.