Türkiye siyasetinden gelip geçen onca lider arasında, kendimce bir yerlere oturtamadığım tek lider Necmettin Erbakan'dır. Türkiye'nin milli meselerinde takındığı onurlu tavır ile, hiçbir liderin cesaret edemeyeceği ağırlıkta uygulamaları(örneğin havuz sistemi) bir yana, dış güçlerin etkisine girmeyen yegane liderlerden biridir. Ancak ne yazık ki, ne kendisi ne de geldiği siyasi taban, radikal fikirlerinden ve onlara siyaset yolunu kapatacak aykırı düşüncelerinden vazgeçmediler. Bu kitapta da bir bakıma, Necmettin Erbakan'ın 30 yıllık siyasi yaşamının nasıl, ve bana kalırsa da ne kadar ucuz bir şekilde sona erdirildiği anlatılıyor. Kitabı okurken daha iyi anladım ki, 28 Şubat'ta ve ondan öncesinde, kendisine yönelik komplo tezgahlandığını öne süren Necmettin Erbakan, bu komploları boşa çıkaracak hamleler yerine, tabanını hoşnut edecek söz ve eylemlerle kendisini devirmeye çalışanların eline sürekli koz vermiştir. Erbakan, siyasi ve ekonomik alandaki milli duruşu, ABD ve özellikle İsrail'e karşı takındığı tavır ile ne kadar övgüyü hak ediyorsa, 'dini siyasete alet etme' konusundaki inatçı tavrı ile de o kadar eleştiriyi hak ediyor. Bu haliyle Erbakan, ''kendini yakan ateşi besleyen'' bir duruma düşüyor.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, kitapta çok fazla yazım hatası ve cümle bozuklukları var. Okumayı engellemiyor ama çok rahatsız ediyor.