“Hiçbir insan bir ada değildir!” Kendini toplumdan soyutlayan içdönük bir insanın yüzüne vurulan şiddetli bir tokat. Kendini gittikçe soyutlayan, en sonun bir adaya gönüllü hapsolan ve bütün geri dönüş yollarını kendi eliyle kapatan talihsiz bir tipin sonu anlatılıyor. Geri dönmeye kalkışınca bunun imkansızlığını görüp sarsılıyor. Hikayenin sonundaki alegori muhteşemdi... Belki içedönük ve merdümgirîz biri olarak kendimden çok şey bulduğum için bu kadar etkiledi beni bilemiyorum. Diğer iki hikayeye pek değinmedim ama onlar da sağlam edebi kurgular, tabi Adaları Seven Adam’ın gölgesinde...