Bu ne lan, dedi asker namlunun ucuyla çantanın dibinde duran siyah bir poşeti peş peşe dürterek.
Onun içinde saçlarım var, diye cevap verdi Ziya.
Demek öyle, dedi asker alaycı bir sesle; nerede kestirdin saçlarını?
Diyarbakır’da.
Sonra da atmaya kıyamadın ve berberden alıp bu poşete koydun öyle mi?
Ziya cevap vermedi.
Sana sordum lan, diye gürledi asker; başçavuşun beygiri osurmuyor burada!
Evet, atmaya kıyamadım, dedi Ziya.
Evet, atmaya kıyamadım komutanım diyeceksin!
Evet, atmaya kıyamadım komutanım.
Hah, şimdi al o saçları, git şu yolun karşısındaki çöp bidonuna at bakalım!
Ziya poşeti alıp hızlı adımlarla çöpe attı geldi.