Orhan Pamuk’un bir ara çok meşhur olan “Merhaba poğaçacı,” ifadesinin kökenlerini bu kitapta görebiliyorsunuz. Özellikle kitaptaki siyasi yazılarında ve bazı anılarında yazarın toplumumuzdan ne kadar uzak bir yerde kendisini konumlandırdığına şahit oluyorsunuz. Eserdeki edebiyat incelemeleri, özellikle de Laurence Sterne’ün Tristram Shandy romanı hakkındaki yazı çok doyurucu. Orhan Pamuk’un yazmaya ve romancılığa bakışını görmek adına da Öteki Renkler başarılı bir kitap. Eserin başında hacimli bir öykü bulunuyor. Anıyla kurmacanın karıştığı bu öykü fena sayılmaz. Orhan Pamuk’un ne kadar doğal bir anlatıcı olduğunu da özellikle kitapta yer alan anılarını okuduğunuzda gayet iyi anlıyorsunuz. Kitaptaki siyasi yazıları çok da dikkate almadan okuyabilirseniz eserin edebi kısmının gayet güçlü olduğunu görebilirsiniz. Son olarak Orhan Pamuk’un toplumdan ve bulunduğu koşullardan kopukluğuna, kızı Rüya’yla yaşadığı 1 Mayıs anısında tanık oluyoruz.