Fichte’nin bir sözü vardır. Yapılan bir işin keyfini almak için üç şeyin çok kritik olduğunu söyler. Bunlardan birisi yapılan işin tarihi gelişimini bilmek olduğunu söyler. Mühendislik mezunu, ana odağı daha iyi bir dünya için yönetim ve eğitim sistemleri olan benim için, sanat tarihi (her ne kadar siyasi olaylarla sanatın içeriği inanılmaz bir korelasyon gösterse de, örnek: Medici Ailesi) uzak bir konu olmasına rağmen, meraklı bir kitap okurunun kaçırmaması gereken bir kitap olarak niteleyerek okudum. Herhangi bir şeyin gelişim sürecini görerek “süreç düşünme” becerisine katkı sağlayabileceği için muhteşem bir eserdir. Sadece sanat tarihçilerine değil, meraklı insanlara -örneğin İslam Medeniyetinde basit/sade olan Kabe’den Süleymaniye’ye nasıl geldik?’i sorgulayanlara- da ışık tutar. Bu kitapla beraber Sanat üzerine gelmiş geçmiş en önemli başyapıt olarak gördüğüm Tolstoy’un Sanat Nedir?’ini tavsiye ederim.