eykjavik Cinayet Masası’ndan dedektif Erlendur Sveınsson ve yardımcıları Elınborg ile Sigurdur Oli, kafasında bir kurşunla, Rus yapımı bir dinleme cihazına bağlı bir şekilde gölün dibinde yatan iskeletin kime ait olduğunu anlamak için soruşturmaya başlarlar. Kayıp kişilere ait dosyalar açılır. Cesedin, kayıp beş kişiden hangisine ait olabileceğini saptamaya çalışırlar. Erlendur, bir yandan da kendi şahsi ve ailevi sorunlarıyla boğuşur. Reykjavik’te bir adam ise, 1950’li yıllarda Doğu Almanya’da öğrenci olduğu günleri hatırlar.Polis prosedürüne hakim olan yazar, İskandinav yazarların polisiye sihri her neyse, onu da esrarına katmış. Bir de, ön planda olsalar da olmasalar da inanılır ve sağlam kadın karakterler yaratıyor. Eva Lind ve Valgerdur’un yanına, rolleri kısa da olsa katılan hidrolog Sunna ve patolog Matthildur böyle karakterler.Olayların dün ve bugünde aynı tempoyla ilerlemesi de,okuma zevkimizi arttırıyor.