İlk Kitap: Sarı Hakkındaki Yorumlar

Bu tarz yeraltı edebiyatı hissi veren eserleri severek okuyorum.

⭐ Daha önce hiç okumadığım bir stile sahip bir kitap olan eserimiz, aslında kişi-zaman-olay gibi olası rutin düzeni reddederek farklı zamanlarda farklı olaylar ve kişilerle bir akış tercih ediyor. Açıkçası okuması benim için zor oldu fakat içinde o kadar derin duygular var ki, okunmasının zor olması kitapta olumlu anlamda kaybolmanızı aslında kolaylaştırıyor.
⭐ Aralarda çeşitli deneme yazıları ile de okuyuculara ulaşan yazar, hepimizin söyleyemediği veya söylemeye korktuğu şeyleri cüretkar bir biçimde ele alarak pembe gözlüklerimizi atmamızı sağlıyor.
⭐ Kişilerin hepsi renk isimleriyle anılıyor, bu da bana Paul Auster'in New York üçlemesindeki hayaletler kitabını hatırlattı ve ayrıca hoşuma gitti.

Farklı bir kurgu ve hoş bir anlatıma sahip. Okumanızı tavsiye ederim.

Ölüm anında hayatınız gözünüzün önünden film şeridi gibi geçer gider denir ya, hah işte kitap bir karakterin intiharından sonraki 10 saniyesini anlatıyor bize. Konu mükemmel, uslüp şahane. Fakat geçmişteki olaylardan birden kopup gelecektekilere gidilmesi, aynı senaryonun başka karakterlerin gözünden de anlatılması ve bunların sıralı olmayışı kitabı çok parçalamış. Bütünlük ve akıcılık yok. Bu da sizi kitaptan koparıyor.

Ölüme giden son on saniyenin nasıl ölememek kadar uzun sürdüğünü, gelecekte son nefesini verecek Boğaz Köprüsünün göz hizasından anlatıyor Serdar Şekerci

Kitabın altında yorum görmemem sebebi ile; henüz okumayıp, okumak isteyenlere az önce bitirdiğim bu roman ile ilgili yorumları aktarmak istiyorum. Kitapta 5 karakter var; başta yazar olmak üzere "Sarı", Sarı'nın karısı "Kırmızı" ve çocukları "Pembe". Mavi ve Yeşil adlı iki isim de yan karakter olarak seçilmişler. Çok spoiler vermemek adına kitapta sadece Sarı'nın başından geçen/ aklından geçen kısa öyküler yer alıyor diyeyim. Kitabın içeriğini çok beğendim. Yazar koşturuyor adeta kelimeleri. Fakat kitapta en can alıcı noktalardan biri olan bütünlük biraz sarsılmış. Sırasıyla anlatmıyor yazar olay örgüsünü. Ve bir olay birden fazla şekilde anlatılmış. Sanırım yazar, aklındaki alternatif senaryoları böyle aktarmak istemiş bize. Sonuç olarak; kelime zenginliği ve anlam farklılıkları açısından çok ayrı bir deneyim oldu benim için. Zaman kaybı diyemem, zaten 1 gün içinde bitirdim kitabı. Serinin devamı var diyorlar. Bilmiyorum, bekleyip göreceğiz :)

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkarların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi
Yeraltı Edebiyatı