Merve Kavakçı olayı, Türkiye’de işleyen hukukun sadece yazılı hukuktan ibaret olmadığını gösterdi. Çünkü, herhangi bir metinde Meclis’te döpiyes giyme mecburiyeti dışında şöyle ya da böyle bir kıyafet giyileceğine dair kural yokken, Merve Kavakçı’nın başörtüsüyle Meclis’e girmesi büyük bir hadise oldu. Kavakçı vatandaşlıktan çıkartılıncaya kadar da sular durulmadı. Fazilet Partisi’nin kapatılmasına kadar giden bir sürecin önemli aktörü Merve Kavakçı, şimdi de yazdığı anılarıyla gündemde.
Milletvekilliği önerisini, 1999 yılında Fazilet Partisi Hanımlar Komisyonu’nda Dış İlişkiler Başkanlığı yaptığı bir sırada Necmettin Erbakan’ın kızı Elif Erbakan vasıtasıyla alır. O günden itibaren seçim döneminde ve sonrasında ilgi odağına oturacaktır. Çünkü adaylığı ile birlikte ilk defa Meclis’e başörtülü bir milletvekilinin girmesi gündeme gelmiştir.
Merve Kavakçı, başından geçenleri anlatıyor. Medyanın üzerinde kurduğu tahakkümü, sadece yabancı basına konuşmayı tercih etmesini ve Fazilet Partisi’nin zor zamanlara yönelik A, B, C planlarının olmayışını, milletvekili seçilme aşamasından yemin törenine uzanan zaman diliminde partisinin tepe yöneticileriyle yaşadığı güven bunalımını ve pek çok olayı anlatıyor. Hüsamettin Özkan’dan gelen yurtdışına kaçma planı bunlardan biri. Bir döneme aktörün kendi ağzından tanıklık etmek için önemli bir kitap. Ancak...
Merve Kavakçı, kendi başından geçenleri yer yer sanki üçüncü kişiden bahsediyormuş gibi anlatıyor. Kendisinin de konuşulacağını tahmin ettiği bir toplantıyla ilgili birine bir şey sorarken ‘Benimle ilgili’ demiyor da “Merve Kavakçı ile ilgili bir şey konuşuldu mu?” diye soruyor. Benin yerini Merve Kavakçı alıyor; ‘ben’ değil bir davanın temsilcisi Merve Kavakçı var artık. “Merve Kavakçı aday olmayı kabul ettiği zaman başı örtülü bir milletvekili olacağını düşünüyordu seçimleri kazanırsa.” Sanki bir tür markadan bahseder gibi. Ağırlıklı olarak insani duygularını yansıtan bir anlatımı değil, özellikle siyasi olaylardan söz ederken Merve Kavakçı fenomenini ele alan bir araştırmacı edasıyla yaklaşmayı tercih ediyor.
Bunun dışında meramını iyi anlatan, bütün hadiseler olup biterken neler düşündüğünü tafsilatıyla veren, hislerinden çok düşünceleri ve yapıp ettikleri üzerinde duran, yer yer karşı tarafa haklı eleştiriler getiren, kolay okunan bir metin ortaya koymuş. Bu yakın geçmişin —kısa dönemli de olsa— önemli figürünü tanımak isteyenlere...