20 günde yazılmış, 2 yıllık bir hikayeyi 2 saatte anlatan 65 sayfalık bir eser. sinemada tek planda çekilmiş bir sahne gibi kitap adeta. oturup okumaya başlayıp bitirinceye kadar gözlerinizi kırpmamanız gereken bir eser aynı zamanda. sadece anlatılanları dinlemek, ruh halinden ruh haline girmek göreviniz. Dostoyevski bu uzun öyküsünü, övgüyle bahsettiği V.Hügo’nun bir idam mahkumunun son günü kitabından -Fyodor’a göre başyapıt- etkilenerek yazmış. önce o kitabı okuyanlar ve özellikle sevenler bu kitaptan çok daha büyük bir zevk alacaktır.