Türkiye gibi bayan başına günde ortalama 5-6 saat tv seyredilen bir ülkede, en önemli pazarlama faaliyeti reklamdır. Çok fazla sayıda kişiye, çok kısa sürede ulaşabileceğiniz bir mecradır tv reklamları. Özellikle Seda Sayan, Binbir Gece, Popstar gibi çok fazla rating alan programlara verilen reklamlar, reklam vereni (eğer ürün niş markete değil, genel tüketiciye hitap ediyorsa) pişman etmemektedir.
Türk insanındaki bu tv seyretme, kitap okumama alışkanlığı, Türkiye'nin bir tüketim ülkesi olmasını hızlandırmış, bir türlü kendi ürününü yapamayan, kendi markasını oluşturamayan bir toplum haline sokmuştur.
Bu durum içinde, verdiğiniz reklamların izleyiciler (ve hedef kitle) içinde etkili olmasını istemez misiniz? Son zamanlarda, ünlü bayanların (Seda Sayan, Sibel Can) arkasına saklanıp, hiçbir equity/imaj iletişimi barandırmayan reklamlarıyla halıcılara özellikle duyrulur.
Reklamcılık üzerine en iyi kitaplar ise Türkçeye henüz çevrilmeyen Olgivy on Adveritising ile reklamcılık tarihinin amerikadaki gelişimini anlatan Madison Avenue (Türkçeye çevrildi) adlı kitaplardır.
Bu kitapta işin uygulama kısmından biraz daha fazla bahsedilmiş, stratejisinden değil. Ama özellikle print/yazılı basındaki reklamlarla ilgili çok çarpıcı örnekler var. Reklamcılıkla ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.