Fikrimin İnce Gülü Hakkındaki Yorumlar

Türk Edebiyatında okunmazsa olmaz 20 roman içerisine koyarım.

Adalet ağaoğlunun dar zamanlar üçlemesinden sonra bir harika roman daha. “Sarı Mersedes” film uyarlaması da çok iyiydi, tabiki romanın tadı bir başka. Mutlaka okunmalı.

Film izler gibi okuyorsunuz bu kitabı; ki 92 senesinde de filme uyarlanmıştır "Sarı Mercedes" adıyla. Fakat kitabın verdiği o ince ayrıntıları, o betimlemeleri 1 saat 40 dakikaya sığdırmak mümkün olmamıştır. Ağaoğlu'nun usta kaleminden, güzel ve bi o kadar hüzünlü "gurbetçi" romanı.

Güzel postmodern tekniklerle yazılmış, içinde çokça betimleme bulunan bir kitap. Kurgusu ve detaylarında bolca emek harcandığını görebiliyoruz.

bambaşka bir tat...

Türk Edebiyatında ayrı yerini daima koruyacağını düşündüğüm bir eser

Anlatımı herkese hitap eden türde bir kitap değil. Beklenti yüksek tutulmadan okunmasında fayda var keza ismi beklenti oluşturabilir.

İsmini, roman kahramanı Bayram'a sevgilisi Kezban'ın hediye ettiği plakta yer alan “Fikrimin İnce Gülü” adlı şarkıdan alan güze bir roman.

Postmodern roman severler okumalı aksi takdirde anlamsız ve sıkıcı geliyor.

Kitabın adından içeriğine akılacak bir eser.

İlyas Salman'ın oynadığı Sarı Mercedes filmiyle sinemaya uyarlanan, okurken insanın iç dünyasında yaşadığı önemsenme ihtiyacını konu alan mükemmel bir eser

Çok beklediğim gibi olmasa da güzel kitap okunur.

İnsanın önemsenme hissini çok iyi anlatıyor

Sarı bir mercedes ve bir yol hikayesi, biraz iç çatışma, biraz hırs, biraz kaybediş. Her şeyden biraz biraz ama edebiyattan çok fazla. Okuyun mutlaka.

SARI MERSEDEN İLE UMUDA YOLCULUK

Dar Zamanlar serisinden sonra bu kitabı çok beğenmedim. 86. sayfada Bayram hala yolda .

Gulumseten bir anlatimi var yazarin. İlk tecrubemdi. İyi de oldu. Lutfen okuyun.

Toplumsal mesajların verildiği kitapta bir mesajda Almanya'da çalışan Bayram Ballıhisara gelirken iki ülke arasındaki farkı anlatması Almanya'da herşey bir disiplin düzen içinde gidiyor. Herkes verilen görevi o düzende yaparken hayatlarını da o düzende yaşayınca insanlık kavramını öldürmüşler. Türkiye'de her ikisi olmalısın der Bayram. İnsanlığını kaybetmeden makine gibi çalışmak.
Bayram bir mersedes uğruna nelerden vazgeçtiğini o mersedesi sahip olabileceği en değerli şey olarak görmesi insanların nasıl maddiyata önem verdiğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Kitapta altını çizdiğim çok yer olduğu. Güzel bir kitap tavsiye ederim.

Beklentinin çok üstünde bir kitap.

Okuduğum en iyi yolculuk romanı. Yazar bilinç akışını çok yetkin bir şekilde kullanmıştır. Sarı Mercedese Bayram'ın yüklediği anlam ve onunla kurulan bağ örneği bulunmaz bir roman ortaya çıkarmış. Ustaca geriye dönüşler.

Ballıhisar'ın incegül Bayramı. Kimsesizliğin, kurban edilebilecek olmanın, yaşadığı köyde öteki olmanın ruhunda yarattığı çöküntüyü; güç sahibi olmanın tek ölçüsü saydığı son model bir Mercedes sahibi olmayla kapatacağına inanan; hayatta bütün hırslarını, beklentilerini bu arabaya bağlamış ve bu uğurda içinde kalmış olan birkaç insanlık kırıntısını da Mercedes'ine feda etmiş bir Bayram. Zavallı insanın öyküsü..Mükemmel bir anlatım..

Çok güzel bir eser. Kitabı okuduktan sonra filmini de izlemenizi tavsiye ederim.

tek bir günü anlatıyor olması ve betimlemelerin çokluğundan dolayı biraz sıkıcı geldi.

Romanın üslubu çok güzeldi. Geriye dönüşler, monologlar var. Severek okudum

kıtap boyunca hep o guzel sarkııyı mırıldandım 'fıkrımın ınce gulu kalbımın sen bulbulu' sınemaya da aktarılmıs bu romanı gulumseyerek okuyacaksınız

Konuyu beğendim ama işleniş şeklini beğenemedim. Sonunu biraz zor getirdim

sonlarına yaklaşana kadar okumakta biraz zorlanmıs olsam da adamın arabasına zarar geldikçe yaşadığı burkulmayı insana çok iyi bir şekilde hissettiriyor.Bitişi ise kitabın son anda güzelleşmesini sağlamış.

ilyas salman canlandı....

İlk 100 sayfasında sıkıldım ama sonrasında oldukça akıcıydı. Yer yer Bayram’a kızarken yer yer de Bayram’a üzülürken buldum kendimi.

Harika bir kitap.Bir insanın ruh hali bu kadar güzel anlatılabilir.Okuduğum ilk Adalet Ağaoğlu kitabı.Bundan sonra diğer kitaplarını da okuyacağım.

Güzel dersler çıkarılabilecek bir kitap, tavsiye ederim

Kitap bir yol kitabı. 70'lerdeki malum furya ile Almanya'ya işçi olarak giden Bayram isimli bir karakterimiz var. Bayram öksüz, Bayram yetim, Bayram'ın tek amacı "yaptım, başarabildim" diyebilmek kendini büyüten insanlara... Almanya'da çalışmasını müteakip senelik izninde aldığı sarı mercedesi ile köyüne gitmeye karar veriyor. İşte kitabın yol hikayesi olması da buradan kaynaklanıyor. Eskişehir yakınlarındaki köyünden çıktığı zamanki Bayram olmadığını göstermek ister kendisini tanıyan tanımayan herkese. Sonuyla ilgili spoiler vermeyeceğim fakat gerçek bir sonu var kitabın. Bir "fairy tail" olmadığını söylemekte fayda var. Bayram'ın arabasına duyduğu derin aşk insana kendi arabasıyla arasındaki ilişkiyi sorgulatıyor açıkçası. Neyse teferruata girersem çenem düşecek.

Filmini seneler önce tv'de izlemiştim. Filmin konusu Ilyas Salman'ın balkız adını verdiği aracı ile Almanya'dan köyüne gidene kadar başından geçen olayları anlatıyordu. O filmi tekrar izlemek icin çok bekledim ama denk gelemedim. Filmin "Fikrimin Ince Gülü" adlı kitaptan beyaz perdeye uyarlandığıni okuduğum yorumlardan tesadüfen öğrendim. Açıkcası kitabı alıp okumak için sabırsızlanıyorum. Filmi izlerken çok güldüm. Bayram'ın arabasına olan sevgisi ona birşey olacak korkusu hala aklımda. Okuduğum kitaplarin beyaz perdeye uyarlanmış filmlerini her izledigimde kitaptaki tadi hiç alamadim. Bu kitabi özellıkle okumak istiyorum.Sadece bir yol hikayesini yazar nasil anlatıyor ve kitabın bana hangi duygulari hissettireceğini merak ediyorum.

Hani derler ya; “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar” diye... işte tamda bunu anlatıyor. O sevgiyi ancak o arabaya sahip olmakta bulabileceğini sanan yetim/öksüz bayram, kedi *boku bayram, gariban ve sevgisiz Bayram ne yazık ki bencil, hain bayrama dönüşüyor! Bütün köy yanıyor ama Bayram daha çok üşüyor..

Gurbetçimiz Bayramın harika hikayesi.. Bazen kızıp bazen üzüldüğüm am a genel itibariyle beğendiğim bir kitap. Sarı Mercedes adıyla sinemaya uyarlanmıştır.

Bir "yol" romanı... Okuyanın bir kaşık suda boğmak istediği, benimse acıdığım üzüldüğüm Bayram'ın hikayesi... Ballıhisar'ın yetimi, hiçbir yol ağzında hiçkimsenin beklemediği Bayram'ın hikayesi...

Filminden kesinlikle çok çok daha iyi.

Ülkenin yaralarında biri olan göçün, hırs bürümüş bir kişinin hayatından anlatımı.

Katman katman geriye dönüşlerle zenginleşen, hor görülenin kötülüğe evrilmesini yalın bir dille anlatan Sarı Mercedes ismiyle sinemaya da uyarlanan çok güzel bir kitap

Okurken olay üstüne olay beklerseniz tadını alamazsınız. Onun yerine karakteri ve onun üzerinden anlatılan dönemi anlamaya çalışın. Çok güzel bir roman.

Olay odaklı kitapları seven biri olarak sıkılacağımı düşündüğüm ancak kitabı okurken kendinizi kitabın içinde bulduğunuz sınır kapısında yapılan tartışmada orandaymışsın gibi kasetin teybe sürüşünü bile hissettiğiniz bayramın yüreğini ağzına getiren kazalarda sanki mersedesin içimdeymişsin gibi içine alan detaylı ince ince anlatım çok beğendim..

Bir öğrencimle kitaplar üzerine konuşuyorduk. Bu kitapla alakalı olarak şu yorumu yaptı: "Hocam bu kitap, dışlanmış birinin kendini topluma kanıtlama kavgasıdır."
Ve devamında öyle bir anlattı ki bu eseri, etkilendim doğrusu. Alıp okudum. Her sayfasında hayat var bu kitabın. Her bölümünde samimiyet... Mutlaka okuyun. Sonra da filmini izleyin.

Arabasından başka gözü bir şey görmeyen deli gibi arabasına tutkun gencin bu uğurda asıl yitirdiklerini anlatan bir roman

Tipik insanımızın halet-i ruhiyesini çok iyi anlatıyor... Bir yol hikayesi sıkmadan ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi...

Bir Bayram. Zor zamanlar geçirmiş bir Bayram. kendine ve insanlara yabancı bir Bayram. Bir göç romanı ve içinde bir Bayram. Bayramın araba yolculuğu ve aradığı şey? Aradığı saygı mı? Aradığı statü mü? Aradığı aşk mı? Yoksa aradığı sadece kendimi? Bu romanı okuyunuz. Okuduktan sonra birkaç makale okuyunuz lütfen. Bazı noktaları anlamamız için birkaç makaleye başvurmak şart :) Araba sevdaları makalesini de okuyunuz. Bir hocam demişti ki hepimiz ne kadar Bayramız?

açıkçası filmini izlemek çok daha çekici geldi bana çünkü kitabın konusu ve olaylar her ne kadar okumaya değer olursa olsun, anlatımı çok yavaş geldi bana, sonu zor geldi

Yetiştiği köy ortamından kendini kurtarıp,hayalini kurduğu arabasına kavuşmak için Almanya çalışmaya giden Bayram'ın dramatik geri dönüş macerası.Dönüşündeki karşılaştığı yabancılaşma ve değişim.Adalet Ağaoğlu'nun o müthiş üslubu ve anlatımı ile tadına doyulmayacak bir eser.Zevkle okunan bu eseri herkese öneririm...