Kitap 'felsefe' kategorisinde yer alsa da klasik bir felsefe kitabı olarak görmek yanlış olur. Kierkegaard, kitaplarını farklı rumuzlarla yazar ve burada da 'Constantin Constantinius' rolüne girmiş. 'Tarihteki en uzun aşk mektubu' olarak atıfta bulunulan bu eseri okumak için, Kierkegaard'ın yaşamı ve Regina'yla olan ilişkisi hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Kitabın ilk bölümü Constantin'in genç arkadaşı ve genç kız hakkındaki düşünceleri ile geçerken, kitabın ikinci yarısı 'genç arkadaş'ın mektuplarıyla tamamlanıyor. Son bölümlerde, dini atıflar yoğun -Kierkegaard'dan bekleneceği üzere- Kitapta üstadın içsel dünyasındaki karışıklığı rahatça hissediyoruz.