1930’lu yıllarda Amerika’nın Maycomb adlı küçük bir kasabasında ırkçılığın ve öteki düşmanlığının anlatıldığı eser; aynı zamanda toplumsal önyargıları değiştirmenin zorluğuna rağmen bunun için gayret gösterilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Küçük bir kız çocuğunun bakış açısıyla olayların anlatıldığı eser çocukluğun ilk evresinde önyargıların oluşmamasına dikkat çekilmesi, çocuk-baba münasebetleri, ahlaki duruş ve erdemin önemi, babadaki çelişkilerin çocukları etkileyeceği hususu gibi birçok konuda ufuk açıcı yönlendirmelerde bulunmaktadır. Ayrıca eser hukuk-edebiyat ilişkisi bağlamında jüri sisteminin eleştirisi, yargılama ve avukatlık mesleğinin icrasıyla önemli konulara değinmektedir. Günümüz de dâhil olmak üzere her devirde ötekileştirmenin ve bundan kaynaklı maddi olguların sübut etmeksizin idama kadar cezalandırmaların yaşandığı dünyada eser özellikle hukukçu ve sosyal bilimcilere son derece önemli mesajlar vermektedir. Eserin tercümesi de son derece akıcıdır.