Efsuncunun Son Oyunu
Serinin son kitabının giriş bölümü Torak'ın ağzından. Mevzuyu karşı taraftan ilk kez dinliyoruz. Torak da kendince haklı. Olayları daha farklı yorumluyor, kendine göre. Haksızlığa uğradığını düşünüyor. Efendilerin efendisi olduğunu iddia ediyor, çünkü süper bir tanrıymış. Daha iyisi Şam'da kayısıymış. Egoya gel.
İpek, Garion ve Belgarath, Torak'a doğru yol alırlarken bir kervancıya takılıyorlar. Burada Garion hâlâ kaderini sorguluyor. İşte ben istemedim bunların olmasını diyor, omuzlarımdaki yük çok fazla diyor. Harry Potter'da Dumbledore mu diyordu ya, biri diyordu Harry'ye, işte başa oynayan adamların en kusursuzu başa oynamak istemeyen ve vicdanı temiz adamdır diye. Burada da aynı durum var. Garion, bu tür hadiseler için çok temiz bir genç ama yapacak bir şey yok, kaderi çizilmiş.
Bir de ihtiyarın teki çıkıyor karşılarına yolda. Garion'un büyüyle dikkat edilmez kıldığı kılıcı görüyor falan. Bu da Tom Bombadil'in her şeyi görmesine benziyor. Bazılarının her şeyden haberi var, lakin konuşmuyorlar. Belgarath bu yaşlı hakkında şöyle diyor: "'Hayatında hiçbir şeyi unutmamıştır o,' dedi. Sonra gözleri daldı. 'Dünyada onun gibi birkaç kişi var, başkalarının işleriyle hiç ilgilenmeyen insanlar. Belki de fena bir özellik değildir bu. Eğer dünyaya yeniden gelseydim, böyle yaşamak isteyebilirdim belki.'" (s. 32)
Dünyanın bir denge üstüne oturtulduğunu söylemiştim. Bu dengeye göre karşılaşacak taraflar eşit olmalı. Bu yüzden şu yüce taş, Torak'ın kör gözünü açacak, kehanet böyle diyor. Bir taraf daha avantajlı olmayacak. Tamamen eşitlik. Bu da mücadelenin sonucunu öngörülemez kılıyor.
İşte savaş çıkıyor, ulu büyücüler Grolimlere karşı savaşıyor, kılıçlar iniyor, kalkanlar kalkıyor. Epik bir savaş beklenmesin ama, karşıda deli kenetlenmiş, deli kuvvetli bir ordu yok. LOTR savaşlarının kıyısından geçmiyor, farklı bir olayı var. Tolnedra lejyonerleri de bildiğin phalanx. Tam o tarz savaşıyorlar.
Böyle, seri bitti, Malloryon var sırada ama ona başlamadan önce üç beş küçük şey okuyacağım. Belgariad için hoş bir seri derim, dedim. Okunmalı da derim ama geniş bir zaman varsa. Benim hoşuma gitti ama. Güzel.