Albayım Beni Nezahat ile Evlendir Hakkındaki Yorumlar

Bana göre de İlhami Algör artık bu hikayeden çıkmalı...

İlhami Algör sevdiğim bir yazar. Bu kitabını da severek okumuştum.

okuması eğlenceliydi

"Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" eserinden sonra takip ettiğim ve etkili kitapları olan bir yazar.

Fakat Müzeyyen'den sonra İlhami Algör takip ettiğim yazarlar arasına girdi. Bu eserini de mutlaka okuyun pişman olmazsınız.

müzeyyeni okuduktan sonra yazarın tarzını çok beğenip bu kitabını okumuştum ve aynı etkiyi yaptı. geçişleri çok farklı

Fakat Muzeyyen Bu Derin Bir Tutku tadı olmasa da okutturuyor.

Fakat Müzeyyen ile başladığım İlhami Algör'ün devam niteliğindeki insanın iliklerine işleyen bir diğer eseri

Fakat Müzeyyen.. kitabını çok beğenmiştim, eminim sık sık dönüp okuyacağım bir kitap. Fakat maalesef bu kitapta aynı tadı alamadım,sıkça dağıldım ve yoruldum.

yazardan okuduğum ilk kitap maalesef beğenemedim.

İlk kitabın tadı olmasa da okutturuyor.

İlk kez İlhami Algör okudum. İlginç bir üslubu var, ama çok beğendim. Tavsiye ederim

tek kelime ile özetlemek gerekirse şahane.

Algör'ün değişik üslubu için aldığım akıcı ama kafa yorucu bir kitap

İlhami Algör'ün ilginç üslubunu sevenler için güzel bir deneyim olabilir.

değişik bir üslup. fmbdt 'den sonra aldım. ama ilgimi pek çekmedi. gene de farklı üslup arayanlar okuyabilir.

İlhami Algör'ün değişik bir üslubu var. Alışmak biraz uzun sürüyor

şahane bir İlhami Algör kurgusu..

ilk kitap kadar iyi değildi. ama sırf içindeki hikayeden ayrı anlatılan o hikayeler için okumaya değer.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabını beğendiğim için almıştım ama beklediğimi alamadım. Bıraktığımız yerden devam ediyormuş gibi değil bir boşlukta yüzmeye çalışıyormuş gibi hissettiriyor.

İlk kitabın devamı niteliğinde görülüyor fakat apayrı bir konu. İlhami Algör kafasında neler yaşıyor ki böyle dile getirmiş merak ediyorum

"Gurur bir hancerin neresindedir, kus?"
"Olduruculugundedir, comez."
"Gurur olumun neresindedir, kus?"
"Onunde ve ardindadir. Ardindan iter ve onunden cagirir." kitabin degisik bir uslubu var ama ilk kitabindan daha cok etkilenmistim.

İlhami Algör'ün değişik bir üslubu var. Alışmak biraz uzun sürüyor. İlk kitabı Fakat müzeyyen bu derin bir tutku 'yu daha çok severek okumuştum, ama serinin devamı için okunabilir.

Yazım tarzı yazarın diğer kitaplarıyla aynı fakat diğer kitaplardaki tadı bu kitaptan alamadım maalesef.

anlıyoruz ki yazarın kafası bir hayli karışık, kitabın bir konusu yok dolayısıyla surukleyicilik yok. onun dışında kelime oyunları güzel, kimi yerlerde eglendirici. Sokak diliyle yazılmış bir kitap. farklı bir tarz arıyorsanız alın okuyun bir şey kaybetmezsiniz.

Ne yazık ki bu kitabı sarmadı

İlhami Algör' ün kalemini tanıdığım ilk kitap. İyi kide tanımışım. Betimlemeler bir kaç kere okumaya değer.

Hayat hakkında fikrimiz olamayacağını kanıtlamak ister gibi bir hali olan kafası karışık bir kitap.Kendi hikayesini yazmak isteyenlere ilham vereceği kesin.

müzeyyenden sonra buna başladım, devamıymış. çok hoş

Tek kelimeyle hayran olduğum kitap

Kahraman bakış açısı ile rahat bir üslup ile yazılmış İlhami Algör eseri

Ben sanatsal tarzda bir kitap okumak istiyorum diyen herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap. Yazarın Fakat müzeyyen bu derin bir tutku kitabı da okunması gerekenler arasında..

herkesin okuyabileceği fakat herkesin keyif alamayacağı, hikayeyi takip etmekte zaman zaman zorlanabileceği bir, İlhami Algör romanı:)

kitap müthiş. kitabında bir satırlık mesneviden alıntı gördüğümde hayranlığım arttı. çok donanımlı olan yazar küçücük bir kitaba onca duygu sığdırmış. pişman olmayacaksınız. defalarca okumak isteyeceksiniz.

Ikircikli Biricik kitabı ile tanıdım Ilgami Algörü. Ilk kitabı kadar keyif alamasam da güzeldi

Sayfa sayısı az olmasına rağmen yazar az sayfaya çok şey sığdırmış.Keşke kitap hemen bitmeseydi,

fakat müzeyyen bu derin bir tutku'nun devamı olarak nitelendirilebilecek ilhami algör romanı... "al bu elmayı nezahat..." ile başlayan o müthiş paragrafı okuduktan sonra heves etmiştim kitabın tamamını okumaya. pişman olmadım ama o paragrafın üstüne çıkabilecek bir bölüm de yok kitapta.

Kısa sürede bitirdiğim kitap, çok iyi olmasa da okuması keyifliydi.

Kitabın arka kapağında yazılı tanıtım bültenini haksız çıkarmayan, tam anlamı ile kafası karışık bir hikaye.Olmamış, olası muhtemel olayları, oluşturmaya çalıştığı hikaye için hikaye arayışını, argo ifadeleri sıklıkla kullanarak , okurken hafiften tebessüm ettirirken, hafiften de geren enteresan bir kitap oldu benim için. Farklı bir üsluba sahip yazarın bir önceki kitabı Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'dan sonra sıradışı olduğunu kabul etmem gerek. Hani hem seversiniz hem sinir olursunuz ya aynen bunu hissettim okurken. Okumakta fayda var, malum her kitapta ayrı bir lezzet bulma, farklı bir pencereyi keşfetme şansı olabilir.Kitaplarla kalınız...

"Fakat müzeyyen bu derin bir tutku" nun devamı olan kitap. Bu kitapta kahramanımız Müzeyyen'in kendisini terk etmesinden sonra ,önceki kitapta ki silik rolüne isyan mahiyetinde kahraman olmaya merak salmış durumda. Yalnız herkesin kahraman olduğu kitapta, en az yine o kahraman oluyor sanki. İlhami algör ün Yeşilçam bıçkın delikanlısı ağzıyla kahramanın yarı serkeş yarı meczup halini anlatımını sevdim.

Müzeyyenden sonra bir çıkmaz. ..

İyiki almışım dediğim kitaplar bunlar.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabının devamı niteliğinde bir eser. Yazar Müzeyyen gittikten sonra içine girdiği ruh hallerini tasvir etmiş. İlkinden de başarılı buldum. Okunası,iyi bir kitap.

fakat müzeyyen bu derin bir tutku kitabının gölgesinde kalmış, o kitapta figüran olan karakter maalesef burada da pek başrol olmayı başaramamış :) ancak cümleleri ve edebi yönü ile okunması gereken bir kitap.

"yüzünde göz izi var."

şu hayattaki kurulmuş en hüzünlü kitap cümlelerinden birisi. Değişik üslubuyla Hoşunuza gidecek bir kitaptır kendisi. Eğlenceli kapağıda yanında cabasıdır. ALIN pişman olmayacaksınız.

"gidelim," dedi kalbim. Böyle bir kararın, kendi başına davranabilen kahraman için uygun olup olmadığını düşündüm."hadi!" dedi kalbim. "bi dakka..." dedim, "dolduruşa getirme, hazzetmem." Kurgulanan olmak değil kendi kendini kurgulamak isteyen bir kahramanı kurgulamak. Bu zor işin altından başarıyla kalkan İlhami Algör. Okunmalı. "Nedir, mesele nedir?"

Evet. İlk buluşma. Buradan başladık. O ‘devamı’ sözcüğü öncesinde yazılan eserini okumadım. Ne yapalım baskısını bulmak zor şu aralar.
•
Melankolik, içli kalemleri sevdiğim gibi ‘kıvrak’ o kadar kıvrak ki bazı anlar ‘takibi zor’ yazarları da seviyorum şahsen.

İlhami Algör, kalemi kıvrak tayfasından. Takibi zor. Bir nefes yetmez. Baya da yazmış aslında. Ben birazcık geç kalmışım.
•
Kahraman, alıyor eline Kahraman’ın El Kitabı’nı. Bir hikayesi var; ama bir hikayesi olacak mı bilmiyoruz. Hikaye peşinde. ‘Figüran’ kendi söylemiyle.

Yürümeyi, durmaya her daim tercih eden.
•
He bir de dillerde o soru: Mesele nedir?
Sence?

Eksik, aşık, kaçık ya da karmaşık.
İyi kitap. Buyurun.

İlhami Algör'ün tarzını sevsem de bu kitabını fazla beğenemedim. Bazı bölümlerinde sıkılıp konudan dağılmama neden oldu. Yine de okunabilir.

Yazarın bir önceki kitabı olan "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" ya göndermeler yapan en az onun kadar naif ama yine kurgu yönünden zayıf bir kitap. Daha çok edebi yönü ön planda.