Yıllar önce bu kitabı satın alırken, kitapçı arkadaşımı bana hayretler içinde bakarken yakaladığımda... "Bu yazarın Türkiye'de başörtüsünü türban şeklinde bağlayan (ilk kadın) olduğunu biliyor musun?" Diye sordum. "Aaa hayır bilmiyorum öyle mi!," dedi. Türkiye'de yaklaşık elli senedir özellikle genç ve dindar kesimin elinden düşmeyen bu romanı okuduğunuzda, ötekileştirmenin nasıl başladığını, ne demek olduğunu, başını kapatmayan, üniversite okuyan, çalışan kısacası kadın veya erkek seküler hayat tarzını benimsemiş insanların nasıl ayrıştırıldığını, gencecik beyinlerin korkuyla nasıl yıkandığını çok daha iyi anlıyorsunuz. Ve özellikle kolay okunsun diye oldukça görsel ve akıcı yazılmış. Edebi anlamda ise bazı tasvirleri hiç fena değil...