Kaplan! Kaplan!
Gully Foyle'un işkence yaptığı bölümde kötü adamın, "Beni öldür!" haykırışlarının yankısını Dune'da bulmak mümkün; Agamemnon ve şürekasının işkence ettikleri -benzer, çok benzer bir yöntemle- ikinci kaptan, Atreides veya Harkonnen yancısı adam da aynı çığlıkları atıyordu. Başka, robotla yapılan muhabbet de Passengers'taki barmen robot muhabbetine ilham kaynağı olmuş olabilir. Kemale ererek bedenden kurtulması, her şeye varabilmesi de yankısını birçok örnekte bulmuştur derken birçok konseptin öncüsü olarak Bester'a saygı duymamak elde değil. Cyberpunk'ın atalarından olan bu güzide şahsiyetin yarattığı Gully Foyle karakteri, teknoloji ve zihin gücünün kurduğu kaotik evrende hayatta kalma çabasının erdemle çatışmasını nefis bir şekilde vücuda getiriyor. Sanırım.
Jauntlamak, groklamaktan sonra ikinci favori eylemim oldu. Teleportasyon. Belli mesafelerde jauntlanabiliyor, mesafe kategorileri belirlenmiş. Jaunt deneyleri sonucu çok insan ölmüş ama mevzu çözülünce iş sistemleşmiş. Futbolun ilk zamanlarında İngiliz soylulardan başka hiç kimsenin futbol oynamaması görüşünün aksine elit tayfa jauntlamıyor, eski yöntemlerle seyahat ediyorlar. Hemen bir kast sistemi kuruluyor, Harari'nin lüzumsuz adamı ortaya çıkacak gibi değil, gidilecek yerin koordinasyonları belliyse herkes istediği yere gidebiliyor ve bir şekilde işe yarıyor. Klasisistlerle Romantiklerin çatışması toplumsal bir dönüşüme yol açıyor, bilinmeyene. Dış Uydularla İç Gezegenler arasındaki ticaret ilişkisi jauntlamanın bulunmasıyla bozuluyor ve savaş başlıyor derken Foyle'un intikam yemini de bu sırada ediliyor.
Başarılı bir anlatım tekniği. Türle ilgilenenler için kaçmaz.