Kitabın önsözünü okurken, ikinci cümlenin bozukluğuna kızıp''Bu nasıl çeviri!'' diye hayıflanmaya başladım. Meğer önsöz Türkçe yazılmış.
E, Türkçe'yi böyle kullanamayan bir ekibin elinden geçmiş çeviri de ha keza bir o kadar kötüydü. Fuentes çevirisinden bir cümle mesela:
''.. Ve onda girişimleri ve gerçek arasına giren gerçeklik değil okuma aracılığıyla tanıdığı büyücülerdir araya girenlerdir.''
Adnan Binyazar ve Feridun Andaç'ın yazdığı metinlerin de ne ifade ettiğini gerçekten pek anlayamadım. Son deneme de, deneme değil Don Kişot özeti gibi geldi bana.
Kafekültür Yayıncılık'ı kara listeye aldım. Anladık, Fuentes, Foucault, Yaşar Kemal gibi isimleri kullanarak, iddialı bir isim koyup, kendi ellerinden çıkmış denemeleri okutmak gibi bir girişimde bulundunuz... Hadi, çeviride iyi değilsiniz, elinizden geleni yaptınız... Hadi, Türkçe kullanmayı da bilmiyorsunuz. Bu kitabı basmadan önce bir kez bile mi okumadınız arkadaş?
''Bir kitap nasıl olmamalı?'' sorusuna güzel bir cevap...