Baskıcı,dindar bir babanın kızı olan yazarın çocukluğundan bugününe hayatını nasıl etkilediğini..ve babasına geçmeyen kızgınlığını genel olarak ele almış.. Okurken bazen üzüluyorsunuz..ama babasının kendi fikirlerini,yaşam şeklini kendine zorla dayatmasını eleştiren yazarın, aynı şekilde bu yaşinda sadece kendi gibi düsünebilen insanları çağdaş, okumuş, doğru insan sınıfın da olarak görmesi... ülkemizi,insanlarını bu kadar basit anlatımları.. sanki kendi sectiği inancın, yasamın doğruluğunu... diğer tandasta yasayıp inananları basite indirgemesi.. kendi adına biraz çelişik bir durum aslında.. Yani benim gördüğüm babası yüzünden travmatik bir çocukluk geçiren yazarın,huzur ve mutluluğu,özgürlük hasretini ararken yasadıkları, hissettikleri, düsüncelerini okudukça...bu yolda çizdiği resim aslında sadece babasına olan öfkesinin onu götürdüğü yol olmuş...olarak hissettim. Ne yaşarsak yaşalım Sevgi+Saygı+Hoşgörü eksik olmasın hayatımızdan..