Hasan Pulur'un "olaylar" ve insanlar" köşesindeki yazılarından derlenen, serinin 3. kitabı 1979-1984 yılları arasını kapsamaktadır. Türk siyasi hayatında-aslında yalnız siyasi değil toplumun her alanında- önemli bir değişimi başlatmış olan 12 Eylül askeri darbesinin hangi şartlarda geliştiğini bu yazıları okuyunca daha iyi anlayabiliyorsunuz. Kitaptaki yazılar adeta o dönemlerin bir günlüğü gibi. Hemen hemen her konuda döneme ışık tutan, sadece siyasi değil toplumsal olgulara da bol bol değinen bir yazar olan Hasan Pulur, aynı çizgisini bugün Milliyet gazetesinde devam ettirmektedir. Yazılarda en çok dikkati çeken unsur sayın Pulur'un "Sezarın hakkı Sezara" anlayışıdır. Yani iktidarda olan partiye herhangi bir yaranma amacı gütmemiştir. Beğenmediği, yanlış olduğunu düşündüğü, toplum olarak bize bir şey kazandırmayacağını aksine kaybettireceğini düşündüğü olayları hiç lafını esirgemeden birazda ironik bir şekilde anlatmıştır. Tabi ki anlayana... Kitabı okuyup bitiren herkes de sanırım şu duygu oluşmuştur: o dönemlerde küçük bir gezinti yapıp günümüze gelmenin şaşkınlığı. Bunda şaşılacak ne olabilir ki diyebilirsiniz. Eğer o dönemde iktidardakilerin içerisinde bulunduğu gafletle şu ankilerin içerisinde bulunduğu gaflet düşünülünce aslında şu kanıya varıyorsunuz: zaman ilerliyor, dünya gelişiyor ancak, Ülkemiz yöneticileri aslında pek farklılık göstermiyorlar. buradaki kastım anlayış olarak tabi ki... ülkemizin içerisinde bulunduğu sorunların da pek fazla değişmediğini görmek sizleri şaşırtacak bir diğer öğe olacaktır.
Hasan Bey'in köşesine aşina olanlar bilirler, onun o ironiyle örülü ama aslında gerçeğinde ta kendisi olan hikayeleri bu ülkenin gerçekleridir. Ayrıca şunu da söylemeliyim Türkçe'ye çok hakim bir dili var düşüncelerini bol bol deyimlerle ve atasözleriyle çeşitlendirebilmektedir. Deyim yerindeyse taşı da gediğine oturtmaktadır. Kitabı herkese ama herkese tavsiye ederim. Bol bol okumalar...