2 cilt kitap neredeyse 1200 sayfa ediyor. Bu yüzden gözüm korkmadı değil. Sunumda öngörüldüğü üzere tam 40 sayfa sonra kitabın beni içine alması psikolojik miydi acaba? Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. Dickens'ın arada verdiği "Lordlarım, Beyefendiler ve saygıdeğer Meclis Üyeleri" diye başlayan söylevleri bile beni sıkmaya yetmedi. Dickens gibi bir hümanistin halkın içinde bulunduğu halden rahatsız olması, özellikle de yoksulluk ve sefaletten, haliyle bunu aralara görev bilinciyle sokuşturmasından daha doğal ne olabilir ki? Çeviriyi ise ben beğendim. Biraz karıştırsa da doğallığını sevdim.