Don kıyılarında yaşayan Kazak köylülerini 1900’lerin başından 1918’e kadar uzanan bir zaman diliminde Ekim devrimi ile ilişkileri içerisinde anlatır. Yazar, Rus Çarı’na, dine, gelenek ve göreneklerine bağlılıkları ile tanınan bu topluluğu, Gregor Melekhov adlı genç bir kazakla tipleştirir.
Sıradan bir kazak köyünde çiftçi bir ailedir Melekhov’lar. Oğul Gregor, hem yakışıklı, hem de çapkındır. Kocası askerde olan güzel Aksinia ile ilişkisi vardır, ama ailesi onu genç bir kızla -Natalia’yla- evlenmeye zorlar. Ne Gregor, ne de cephedeki kocası dönen Aksinia mutlu değildir bu durumdan, kaçarlar ve bir çocukları olur. Tam bu sırada I.Dünya savaşı başlamıştır. Gregor cepheye gider. Sıcak savaşın bütün vahşetine tanık olan genç kazak, ordu içerisinde propaganda çalışması yapan Bolşeviklerle ve onların barış çağrılarıyla karşılaşır. Daha savaş bitmeden Çar istifa etmiş, hükümet karışıklıkları başlamış ve Bolşeviklerin gücü artmıştır. Kendileri de bağımsız bir devlet hayali kuran Kazak süvarileri bu karışıklıkta ne tarafı seçeceklerine karar veremez, ayaklanmayı bastırmaya gitmezler; Kışlık Saray düşer Devrim gerçekleşir.
Yazar; devrimin ardından başlayan iç savaş günlerini, Çarlık Rusyası’ndan Sovyetler Birliği’ne geçiş sürecindeki pek çok parçalanmış toplumsal yapıyı ve ilişki biçimini eksiksiz olarak yansıtmıştır