Cok muzip, incelikli, güzel bir hikaye. O kadar ki bu kitap muhtemelen klasik bir çocuk hikayesi olarak önümüzdeki kuşaklara da kalır. Kitabın bu kadar kendisini sevdirmesinde Fatih Erdoğan gibi kendi de çocuk kitabı yazan usta bir edebiyatçının hikayeyi Türkçeye çevirmesinin payı büyük. Örneğin, daha önce değinildiği gibi, avcıya kaçarken anaaa dedirtmekten çekinmemiş çevirmen. Gene de bir noktadaki eleştirimi dile getiriyim: Bir sayfada ziyafet sofrasında ördek ve farenin şarap içtiği açıkça görülürken, çevirmen bunu meyva suyu olarak çevirmiş. Çocuklar için yazılmış olsa da bu kitap hikayesiyle, çizimleriyle bir sanat eseri. Bir şeyi değiştirdiğimiz zaman o sanat eserini tahrif etmiş oluyoruz. Sanatçıya saygısızlık etmeyelim, değerlerimize aykırı bir şey varsa o kitaba dokunmayalım o zaman, bırakalım başkası çevirsin o kitabı.