Budala Hakkındaki Yorumlar

Çok büyük bir eser olduğunu biliyorum ama ben zor bitirdim çok karakter var.. vb.

Sayfa sayısına bakmaksızın akıp gidiyor roman.Anlatım sıkıcı değil tersine sürükleyici.Dostoyevski yapmış yine yapacağını.Karakterlerin iç dünyaları kendilerine bakışları çok iyi işlenmiş. İnsan ruh yapısını anlamada önemli bir eser.

Dostoyevski denilince akla gelen eserler içerisinde, benim en az sevdiğimdir Budala... Ama yine de en sevdiğim kitaplar içerisindedir.

klasik sever herkesin okuması gereken harika bir başyapıt. tam bir başucu kitabı. Muhteşem bir klasik. beş yıldız değil 10 yıldız 100 yıldız hakediyor

Açıkçası Dostoyevski sevenleri hariç okuması zor bir yazar. Çok fazla psikolojik tahlillere giriyor bu da insanları sıkıyor ama ben dilini çok seviyorum bu da en sevdiklerim arasında yerini aldı.

Tabi ki okuyun tavsiye ederim.

Tabii Dostoyevski işin içinde olunca 3 yıldız verirken çok tereddüt ettim fakat bunun nedeni romanın 753 sayfa olmasına gerek olmadığı inancımdandır.Sanki üstat daha kısa tutabilirdi, gereksiz yere öykü uzamış diye düşünüyorum.Ayrıca Dostoyevski kitaplarında aslında alıştığımız bir durum olan, bir karaktere iki-üç isim vermesi durumu gerçekten kafa karıştırıcı olabiliyor, tabii alınıp okunması gereken bir eser olduğu kesin.

Kitaplağınızın baş köşesinde bulunması gereken en sürükleyici klasiklerden

Bir Dostoyevski klasiklerinden

Ah, Dostoyevski ah! Yine bir şaheser işte! Yeni dünyaya merhaba demek için okuyun ve haykırın göğe!

suç ve cezadan sonra güzel bir klasik.

Suç ve ceza dan sonra her kitabını okumak istediğim yazardır Dostoyevski. Cemal Süreyya’nın da dediği gibi ‘ Dostoyevskiyi okudum, hiç huzur kalmadı bende’

Karamazoflar ve raskolnikov'dan sonra mişkin, harika.

dostoyevski nin eserlerinde sayfalar nasıl geçti anlayamayacaksınız

Prens Mışkin'in budalalıkları. Harika bir eserdir. Tavsiye ederim. Üstelik çeviri de harika.

Çevirmen Nihal yalaza Taluy ise tereddütsüz okunur.

basucu kitabı olabilecek bir kitap

Rus edebiyatında okunması gerekenlerde ilk on sıralamak içinde olan bir roman

çevride Nihal Yalaza Taluy farkını belirtmekle birlikte kitabın baskısı da çok kaliteli.tavsiye olunur

dostoyevski mutlaka okunmalı bu kitapta harika bir başyapıt

ippolit'in mektubu hariç çok keyif alarak okudum. karakter analizleri çok üst düzeyde.

Prens olmasına rağmen ilk başta fakir ancak budala mı akıllı mı olduğunu saklayan bir kişilik Mışkin. Aglae diye yanıp tutuşurken birden Nastasyaya dönebilen kararsız biri. Dostoyevski çok iyi bir yazar ancak karakterlerinin birden fazla ismi olması ve ayni sayfada aynı karakterleri bu 2 farklı ismiyle çağrıştırması çok kafa karıştırıcı. Okuyun sürükleyici

Raskolnikov' un tam zıt özelliklere sahip ikiz kardeşi Prens Mişkin. Raskolnikov ne kadar şeytansa, Mişkin o kadar melek. Raskolnikov ne kadar olaylar üzerinde etkiliyse ,Mişkin o kadar etkisiz. Raskonilkov için suç işlemek ne kadar sıradansa , Mişkin için affetmek o kadar sıradan. Raskolnikov İD se ,Mişkin süper ego. Raskolnikov gibi bir karakteri yaratan bir adamın, Mişkin gibi bir karakteri nasıl işlediğine insan hayret ediyor. Bu iki karakterin aynı bünyede birleşmesi neredeyse imkansız. Dosteyevski yi de deha yapan bu yaratıcılık seviyesi sanırım. Neyse sözü fazla uzatmayalım. Toplum içinde her iki karakterde yaşıyor, 160 yıl önce olduğu gibi hala aramızda gezinmeye devam ediyorlar.Ayrıca Nihal Yalaza TALUY' da en iyi çevirmenlerimizden olduğunu bir kere daha kanıtlamış. Herkese keyifli okumalar dilerim...

Raskolnikovdan sonra Mışkinle insanın kendini yargılayabileceği eşsiz bir başyapıt.

büyük yazarın önemli eserini okuyalım baskısı da güzel

Budala! Dostoyevski'nin kült eserlerinden kesinlikle okuyun.

Klasikleri sevmenize sebep olabilecek bir eser. Ve çeviri açısından muazzam.

Toplumun alayına konu olacak şekilde iyi niyetinden dolayı budala olarak nitelendirilen sara hastası Prens Mışkin’i tanımaya değer. Çeviri ve baskı kalitesi romanın hakkını veriyor.

Mutlaka okunması gereken bir klasik akıcı bir anlatış tarzı hakim, okurken sıkılmanıza imkan yok ayrıca baskı kalitesi ve çeviri çok iyi.

tam bir başyapıt. hayranları bilir, soluksuz okunur.

Bu kitap için başka ne denebilir bilmiyorum. Prens Muşkin insanı fethediyor. Karakterlerin betimlemeleri öyle iyi ki, öykünün içine girip olaylara etkide bulunmak istiyor insan. Dostoyevski'nin şizofrenliğe varan zekasıyla ayrıntıları müthiş dokunmuş hayat.. Sonu özellikle çarpan ve üzerinden etkisi hiç kalkmayacak bir kitap. bence eğer klasik okuyacaksanız can yayınlarını tercih edin. keyifli okumalar

Budala roman kahramanın kişiliği nedeni ile çok konuşmuş bir romandır. Gerçeten de roman bittiğinde böyle bir insan olabilir mi sorusunu soruyorsunuz kendinize. Çok mu zeki yoksa gerçekten göründüğü kadar saf mı? Dostoyevski'nin kalın hacimli eserlerinde olduğu gibi bir ana olay ve bir kaç yan olay kurgusu var. Ana olay akıcı ve romanı sürüklüyor. Özellikle ilk 200 sayfanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Çok etkileyici bir uslup ile bağlıyor kendine. Sonra roman biraz ağırlaşıyor ve bu ağırlık son 100 sayfaya kadar devam ediyor. Son bölümde giriş gibi sürükleyici. Lakin daha iyi bir final bekliyordum. Final biraz sonuk kalmış. Kesinlikle okunması gereken bir eser özeliikle karakter çözümlemeleri açısından.
Klasikleri alırken çeviri konusuna kesinlikle dikkat edilmeli. Nihal Yalaza Taluy gerçekten harika bir çeviri yapmış Rus edebyatı konu olunca Nihal Yalaza Taluy, Mazlum Beyhan, Leyla Soykut, Ergin Altay, Ayşe Hacıhasanoğlu tecih edilmelidir.

Dostoyevski benim için vazgeçilmez bir yazar.Bu eseri de farklı yayınevlerinden defalarca okuduğum bir eseri.

Öncelikle, kitabın çevirisi gerçekten çok güzel. Can yayınları ve Nihal Yalaza Taluy birleşince baskı kalitesi ve çeviri açısından ortaya mükemmel bir birliktelik çıkmış. Kanımca edebiyat tarihinin en değerli yazarı olan Dostoyevski, bu romanında da inanılmaz renkli karakterler ve yaşam tarzları ortaya koymuş ve hikayesini son derece akıcı bir şekilde okuyucuyu hiç sıkmadan anlatmayı başarabilmiştir. Kitabı okurken okuyucuya sıkıcı gelebilecek tek nokta, İppolit'in mektubudur. Bu 10-15 sayfa dışında herşey tek kelime ile mükemmel.

Mışkin gibi olmak isterdim!

Muhteşem bir kitap, Türkiye gerçeklerine çok farklı pencerelerden bakılacak, zihninizdeki birçok şeyin değiştiğini göreceksiniz. Günümzü Türk Siyasi tarihinede ışık tutttuğu inancındayım.

Efsane bir Dostoyevski klasiği, çevirisi çok iyi, akıcı, karakterler fazla ama bir süre sonra oturuyor, klasikseverlerin mutlaka okuması gerekli bir kitap.

budala diye anilan prens mişkinin aslinda dünyanın budalalığı altında ezilirken, yasadigi duygusal bombardımani cok guzel yansitmis dostoyevski..

Dostoyevski'nin en güzel eserlerinden biri.ben keyifle bir çırpıda okudum.kalın olduğuna aldanmayın.ve prens mişkin;saflığın bir insan da vücut bulmuş hali.karekterleri o kadar çok seveceksiniz ki,kitap bittiğinde üzüleceksiniz.bu kitabın bir de DVD si var.bence,kitabı okuduktan sonra seyretmelisiniz.Dostoyevski eğer yaşasaydı;mişkin için bende böyle birini hayal etmiştim der:)ve bence en güzel aşk romanı..

Yazarın, "Suç ve Ceza" ve "Karamazov Kardeşler" ile birlikte 3 büyük eserinden biridir. Budala, Dostoyevski'nin diğer büyük eserlerinden yazarın anlatıcı olarak hikayeye daha az müdahil olması hasebiyle, tarz olarak ayrılır.

Kitaplağınızın baş köşesinde bulunması gereken en sürükleyici klasiklerden.Mutlaka okumalısınız.

Dostoyevski yine insana dair keşiflerini çaktırmadan (!) yaşatıyor. İç çekişmeleri arda kalan.

3 kez okumama rağmen yine okurum. Prens Mışkin sanki arkadaşım gibi. Kitaplığınızda bulunmalı.

Okunası ktaplardan birisi.Budalalık ve iyi insan olmak arasındaki çizgiyi, belki de de olmayan bu çizgiyi her zamanki Dostoyevski ustalığıyla işliyor.

Dostoyevskinin muhteşem eseri. Eser akıcı uslubuyla, ilginç ve geçerliliğini hala koruyan konusuyla, psikolojik tahlillerin yer aldığı anlatımıyla bir başyapıt. Saralı bir şahsı merkeze alarak toplumu irdeleyen, toplumun ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bir eser. Ben çok beğendim...

Klasik Rus edebiyat eserlerinde olduğu gibi Budala da da çok sayıda karakter ve ünvan/ lakaplar mevcut , kimin hangi ünvana sahip olduğu , karakterler arasındaki ilişkiler ;akrabalar, kuzenler, arkadaşlar,uşaklar .. karakterlerin karışmaması açısından başlangıçta biraz uzun ara vermeden okumanız gerekiyor , ama tüm karakterler yerine oturunca, bağlantılar netleşince kitaptan zevk almaya başlıyorsunuz, Çok güzel aynı zamanda depresif bir kadın olan Nastasya Filipovna ve Prens Mişkin in hikayesi, tutkulu bir aşk , dürüstlük, şeref , onur , verilen sözlerin yerine getirilmesi , seven için fedekarlık .. gibi erdemli davranışlar , dönemin kültürel yapısını net bir şekilde yansıtmış , dünya klasikleri arasında , mutlaka okunmalıdır

adam bu eserinde bile ustalığını konuşturuyor gerçekten büyük bir yazar iki aşk arasında kalan bir adamın hikayesi betimlemeleri çok şahane şiddetle tavsiye ederim

Öncelikle yazar bu kitabında Dünya'nın büyük çoğunluğunu oluşturan toplum yapısını bize en yalın haliyle aktarmakta. Sınıf farklılıklarının bariz şekilde görüldüğü romanın her sayfası ayrı ayrı irdelenmeli ve sindirilmeli. Dostoyevski'nin toplumun çok farklı kesimlerinden seçtiği tipler; bizi bize anlatmakta ne kadar usta bir yazar olduğunun adeta ispatı. Son olarak yazarın kendisininde yakalandığı sara nöbetini anlattığı sayfalarda ise; sanki sizde ana karakter Lev Nikolayeviç Mişkın ile birlikte nöbet geçiriyorsunuz. O bölüm bittiğinde ise yerde yatan Mişkin değil de sizsiniz. Akıcı ve anlaşılır diliyle tam bir şaheser.

Dünyanın en büyük aşk romanı sayılan bu kitap, karakterleri, kurgusu ve anlatımı ile Dostoyevski’nin diğer eserlerinden farklıdır. Yazar, çok yalın bir dil kullanmıştır. Kurgusu da aşırı sürükleyici ve çekicidir. Bir tarafta güzellik ve hırçınlık, diğer tarafta zekâ ve duyarlılık taşıyan iki kadın ve bu iki kadın arasında kalan, iyiliğin simgesi bir budala; Prens Mişkin. Bugüne kadar okuduğum en iyi üç kitaptan birisiydi.

gercekten diğer cevirileriyle karsılastırıldıgında daha iyi olduğu görülebiliyor,bazı kısımlar da aksayan Türkçe olmasına rağmen.tek cilt halinde basılmıs olmasının da avantaj olduğunu düşünüyorum.