Lise yıllarımda korku gerilim roman tarzının vazgeçilmez üstadı olarak gördüğüm Koontz'un severek okuduğum onlarca kitabı hala hafızamda renkli bir şekilde durur. yıllar geçtikçe yazara olan düşkünlüğüm azaldı ancak duygusal olarak bende bıraktığı heyecan hissi değişmedi. aynı heyecanla başına oturduğum romanlarının eski tadı vermemesi, benim büyüyüp bir okur olarak kendimi geliştirmeme rağmen yazarın yıllarca yerinde saymasıdır. bu kitabıyla anlıyorum ki yazar üslupta biraz gelişmiş sadece, kendinden beklenilmeyecek derecede zenginlik içeren cümleler görme şansım oldu. onun dışında bildiğimiz koontz. yine roman gereksiz ayrıntılarla dolu, yine cılız bir iskeletin üzerine kocaman bir olay ağı örülmüş. komplo ve zavallı birinin üzerinde gelişen devasa önemli olaylar mantığı bu romanda da mevcut.