Doğal Roman Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Doğal Roman
Biçimlenmemiş hafızadan pek bir şey akın etmese de fotoğrafların yardımıyla görüntüler çıkarılır, bebeklik yaratılır, çocukluk, gençlik belirir ve müthiş düşünmüş insanların sınırlarını çizdiği yaşam pratikleri anılarak parçalarından kurulan yaşamda tek bir nokta boş bırakılmaya çalışılır. Adamımız metnini yazarken tek bir amaca yönelir; biten evliliğini anlatmak. Ama yok, bu anlatmaya gelecek bir şey değildir, gerçeği olduğu gibi anlatmak kurmacaya ister istemez girecektir. Anlatmanın doğası. Sözcüklerin ağırlığından dile getirilemeyene, dile getirme çabalarından bambaşka noktalara çıkışlara kadar pek çok şey kendine yer bulacaktır ve roman doğallaşacaktır çünkü her şey her şeyin içindedir, tek bir şeyin anlatımı sadece tek bir şeyden ibarettir ve bu hiç doğal değildir, yavan kurmacadır, tatsızdır. Algılanan gerçeklik de tatsızdır, tekillikten ibarettir. İmgelemi bu noktada devreye sokmak gerekir; anlatıları otobiyografik olmaktan çıkaran etken. Bernhard'ın düşlemeyi gerçekten daha gerçek olarak görmesini düşünüyorum, imgelem için de bunu söyleyebilirsek metin daha da kendisi/yazarı haline geliyor. Burada işin içinden çıkamıyorum. Çok derinlerde bir yerde, yaşanmış her şeyle yaşanabilecek her şey, her sözcük, her film karesi, her ne varsa birbirine karışıyor, ayırt edemiyorum. Bu ayırtsızlığın metnidir Doğal Roman, tek bir olgu etrafına kurulan yaşam.
Bölüm başlıklarının altında epigrafik kısımlar var, iyi. Altta yazılanlara giriş, bazen kapsamı genişletici bir düş, savunma mekanizması olan duyguların savundukları.
İlk bölümde ayrılığın ilk anları var, bir de uçuk bir tesadüf. Paylaşılacak plaklar bir bir fırlatılıyor. Camı kırması gereken ilki, Ema'nın attığı. Kırılmayan cam hemen Galeano'yu hatırlatıyor; kitapların ağır ve yerlerinde durduğu, şarkılarınsa uçtuğuna, hafifliğine dair sözü. Geçtim, adamımızın attığı plak güvercinin boynunu kesiyor ve gırtlak kemiğinin dişlediği plaktan bir anlığına müzik sesi geliyor. İnanılmaz bir düşlem bu. Mevzu rüyada geçiyor bu arada, adamımız rüya görüyor. Rüyasını Ema'ya anlatmıyor. Kırgınlığı çok daha gerilere ait, Ema'yla başlamış bir şey yok. Her şeyin romanı bu, her şeye yer var. 1997 kışında alınan sallanan sandalye bir örnek. Kapı kırık, her şey çalınmış ama bu sandalye duruyor. Ema polisi arıyor ama pek kimsenin ilgilendiği yok. Adam hemen bir öykü uyduruyor, televizyondaki dizisini izlemek uğruna eve giren iki hırsızın kendisine tecavüz etmesine izin veren bir kadınla ilgili. Toplum eleştirileri gırla, bu bir örnek. Adamın bilişsel savunma mekanizmasını da belirtmiş oldum; travmatik durumlarda uydurulan öyküler gerçekliği değiştirip görmezden gelme gücü veriyor. "Bastırma" yancısı. Bastırılanlar bir yerden patlayacak, patlayana kadar uydurulacak çok öykü var. Coupland'ın sözünü hatırladım bu kez: Hayatlarımız öykülere dönüşecek veya onlardan asla kurtulamayacağız.
Aralarda çeşitli bölümler anlatıyı sanki yeterince parçalı değilmiş, fragmanlar halinde değilmiş gibi daha da parçalıyor. Öykünün öyküsü buna bir örnek. Editör anlatıyor, bir gün eline bir defter geçiyor. Eskice bir defter, seksen sayfa. Yazılmış en güzel metinlerden biri. Sahibi uzun süre ortaya çıkmıyor, editör çalıştığı gazetede öyküyü parça parça basıyor. Bir gün genç bir kadın geliyor, öyküde özel hayatının anlatıldığını söyleyerek şikayet ediyor. Ema bu. Adamımızın son durumu hakkında bilgi de veriyor; evsiz ve sandalyeyli bir adam. Sokaklarda görülebilir. Boşanmadan sonra kafayı yemiş, başarısız evliliğini anlatan bir roman yazmanın olanaksızlığı üzerine bir roman yazması klişe bir konu gibi gözükse de türe bir nebze soluk getiriyor olabilir, fragmantasyonu sineklerin onlarca farklı bakış açısına sahip olmasına benzetiyor ileride. Sineklerin ağzından yazılacak anlatıyı merak ettiğini de söylüyor. Sivrisinek Şehirde'yi önerirdim kendisine. Her neyse, editör adamımızı buluyor ve adını soruyor. Georgi Gospodinov. Editörün adı da aynı. Aynı adlı ve soyadlı yedi kişi var, yazarı önemsiz kılıyor bu. Editörün adamımızı bir daha bulamamasıyla kitap sözleşmesine kendi imzasını atmasını da. Metnin sahibi önemsizleşiyor bir anda. The Words'ü izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum bu noktada, benzer konular.
"Doğal roman" mevzusu, adamımızın biricik hayali. Atomlar boşlukta yüzüyor, Demokritos'un dediği bu. Boşlukta yüzen sözcükler bir araya gelerek daha büyük bir yapıyı oluşturuyor ama inşa edilen şey, temelde bir hiç. Flaubert diyor adam, hiçlik hakkında bir kitap yazmayı düşünmüş. Hiçbir şey hakkında. Hemen bir denemeye girişiyor adam, sadece roman girişlerinden/atomlarından oluşan bir roman. Pastişinin sonucunda romanın bütün dünyayı birleştirdiğini söylüyor, farklı girişlerin bir araya gelememesi için anlamsal bir sebep olmadığını, dünyanın ve romanın buna olanak sağladığını söylüyor. Boşanma hakkında bir romanda daha fazla dağılabilen bir konuya dönüşler yapılıyor, ara ara. Bir dönüşte, düğüne çağrılan davetlilerin duruşmaya da çağrılması gerektiğini düşünüyor adam. Burası biraz güldürdü, kısa zaman sonra boşanacak biri olarak, hakimin -veya boşayacak olan her kimse- emin olup olmadığımı sorduğu zaman sanki evleniyormuşum gibi, heyecanla, "Evet!" diye bağırmak istiyorum, mümkün olursa.
Adamın karısı başkasından hamile bu arada.
Tuvaletin tarihini, dışkının sözcüklere ve metinlere benzetilmesini üretim aşamasına, yaşamın üretimine bağlamak gerekiyor. Fiillerden oluşan bir romanın düşlenmesini gerileme aşamalarına ve fiillerin sıralanışının kronolojiden kaçamamaya yol açmasının sıkıntılarına bağlamak gerekiyor, her şeyi birbirine bağlamak gerekiyor. Ayrı bölümler halinde incelenen 60'ların ve 70'lerin dünyasında büyüyen çocuklar, yaşadıkları ülkenin sıkıntılı havasından ve baskıcı sosyal ilişkilerden bozuk duygular türetiyorlar. İlk aşk bu bozuklukta yitip gidiyor ve daha en başta kaybın ne olduğu öğreniliyor. Büyük, yıkıcı bir birikim. Ema'yla başlamadı ama Ema'yla bitti. Adam çocuk istemediği için Ema da bir başkasından yaptı çocuğu, basit. Adamımız da kayışı yaktı ve kurmacayla kurmacasız dünya, derinlerde bir yerlerde birleştiğini söylediğim o kaos yüzeye çıktı, gözlerin görebileceği bir noktaya sabitlendi. Sandalyesinde otururken bunları düşündü adam, en sonunda tamamen yok oldu. Yaşamın anlığına geri dönebildiğini sanmam, o kadar kurmuştu.
Kendi hayatını anlatamayan adamı anlayabiliyorum, hayat anlatılamaz. Hayat herhangi bir şeye sığdırılamaz. Notalar, sözcükler, düşünceler, hiçbir şey yetmez. O yüzden roman doğal. Yetmediğinden.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
fulyaardic
18.12.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok etkilendim, tuvaletten hikaye mi çıkar, hem de nasıl çıkar. Deha işi bir kurgu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Onur Biçer
11.08.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Özellikle Booker Ödülü'nü aldıktan sonra yazara olan ilgi arttı. Elimde Hüznün Fiziği vardı ama bu kitabı daha önce okuyacağım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
kitaparasibirdünya
12.06.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Hiç sevemedim. Yeni tür ve denemelere açık olduğum halde kitap beni hiç çekmedi. Bu kitabı okumanın ne gibi bir faydası var diye düşünmekten bitiremedim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
personalı
14.04.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bu kitap, romanların çoğunda ayrıntı olarak bile rastlamadığımız şeyleri konu ediniyor. Örneğin sinekler ve tuvalet.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ipek karatosun
28.07.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
beklentimi cok karsilamadi kitap. ne iyi ne kotu diyebilirim. ilginc bir konusu var ama daginik anlatilmis arada kopukluk hissi olusuyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Mr@l
24.12.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Değişik bir yazar. farklı yerlerden göstermeye çalışmış.Fena değildi
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
aybukeeycl
15.12.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İlginç bir tarzı olan yazar...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Levent1436
06.11.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kurgusu ve anlatımı çok güzel ve değişik bir roman. Sanırım Gospodinov'un diğer eserlerini de okuyacağım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Ahborges
20.07.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bulgar edebiyatıyla tanışmak için muhteşem bir roman
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nafaac
02.04.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
çok büyük heyecanla aldım, okunmayı bekliyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nagtagalan
06.12.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Cık. Olmamış. Kitabın adına ve özetin kanıp almıştım
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
canan akyol
31.07.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Okuduğum kitaplar arasında farklılıkları ile aklımda kalacak olan anlatım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Yunusbasar
28.01.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bir romanda ne olmaması gerekiyorsa o var
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
cucuc
03.01.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Gospodinov yeni tanıştığım ve sevdiğim bir yazar oldu
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Yasin Aykanat
25.03.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok akıcı, gizemli ve çok komik bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
sezerantepli
20.10.2019
Yazarın ilk okuduğum romanıydı farklı konu ve anlatımı vardı. Eh işte diyebilirim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ArchStanton
04.10.2018
Sindirim sistemi önemli mevzudur. Gospodinov'u sevdim, güldürdü beni epey.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla