Bir imparatorluk için başka hiçbir nehir bu kadar ehemmiyetli olmuş mudur bilmiyorum ama bildiğim şey Osmanlı İmparatorluğu için Tuna Nehri kuruluşundan yıkılışına kadar hep bir mihenk taşı olarak akadurmuştur.
Kuruluşunda, Tuna'nın ötesi hep bir Kızıl Elma iken yıkılışında Tuna'ya tutunmak hep son bir gaye olmuştur.
Drina Köprüsü'nü okurken de bu duyguyu hissetmiştim: Bir devletin ileri geri gidiş gelişlerine sakin sakin şahit olmuş bir nehirden bahsediyoruz. Tek bir İmparatorluğun çoğrafyasını sularken bir anda onlarca devlete hayat veren bir sudur Tuna.
Falih Rıfkı Atay son dönem Osmanlı tarihini çok sade, anlaşılır ve akılda kalıcı bir şekilde kaleme alıyor. Bunu yaparken en sevdiğim yönü bizim için yorum yapma lüzumu hissetmiyor. O sadece yazıyor ve gerisini okuyucusuna bırakıyor.