Tunç Bey Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Tunç Bey
Babanın dört kez vurduğu elin yansısı göbekteki dört vuruşa dönüşür, anımsama çabası. Sanıyor anlatıcı, dört kez vurdu. Üç kez üçlüyor, üç kez dörtlüyor vuruşları. Bilse kesin söylerdi, göbeğine vurduğu kezi bilirdi ama o da suya düşmüş, su evrensel çözücüdür ve her şeyi birbirine karıştırır, denizler bu yüzden güzeldir, düşünceleri de çözer. Anlatıcının bir su kenarında anlattığını düşünerek mutlu oluyorum ve yiten babanın özlemini duyumsamak isteyip duyumsayamıyorum. Ben babamı tanımıyorum ve anlatıcıyı kıskanıyorum, benim de aklımın tarihinde bölük pörçük anılar olsun, bütün pencereler babamla dolsun ve her pencerede farklı bir babamı görsüm isterdim ama görseyemem, zihnimin o kısmı boş. Türkay'ı/anlatıcıyı kıskanmaya devam edeceğim.
Her sayfaya bir bölüm, son bölüm hariç. Ele dört kez vurulması tekrarlanır, her bölüm için bir vuruş. Parçalar bağlantısızdır, anı çavlanı. Tişörtteki Zagor'u söyleyen, Tarzan olduğunu söyleyen, 29 Kasım Perşembe gecesi dört kez vuran baba, o geceye kadarki hemen her şeyiyle, bir çocuğun, gencin, adamın anılarında farklı biçimlerde hatırlanır/yaratılır. Vuruşlarda zaman değişir, aynı olayı hem çocuktan hem de adamdan dinleriz, sonrasında tekrar tekrar dinleriz, farklı biçimlerde. Parçalar birbirine bağlıdır, bir anının imgesi başka bir anıyı sürükler, bazen kendisini sürükler ve biçim değiştirir. Tekrardan doğan farkları görebiliriz; sözcüklerin yerleri değiştiği için anılar da değişir, babanın oluşturulmasında yaşamı oluşturan her bir parçanın türevi mevcuttur. 29 Kasım Perşembe, yıllar öncesinin doğumgününden üç gün sonrasına denk gelir örneğin, babanın hediyeleri arasında çizgi romanlar ve filmler vardır. Babanın elleri hatırlanır, bir çizgi romana not düşüp imzasını atarken sol elini kullanmıştır, anlatıcının sağ eline dört kez vururken kullandığı sol eli. Elinin avuç içi hatta. Dizkapağı kemiğinin küçükken çıktığı bir babanın kemiği neden çıkardığını sonda öğreniriz, bir anının devamı gelebilir veya gelmeyebilir, anımsamanın ortaya çıkmadığı sürece bilinemeyecek eksikleri belirir ve belirmez. Anlatıcının birkaç anısı, dip ve zirve noktalarından ibarettir, gündelikler de vardır ama yoğunluklu değildir.
Leonardo da Vinci'nin babasıyla ilgili yazdıklarını inceleyen Freud, iki kez yazılan ölüm saatinden baba-oğul ilişkilerini irdelemiştir. Anlatıcı, bu konuyu tekrar tekrar düşünür ve upuzun tümceler diken sağ elini, kurşunkalem tutan sağ elini bilir, babasının dört kez vurduğu. Denizyollarında çalışan babanın emekliliği pek hoş geçmemiştir, işe gidenlere bakıp onlara imrenir. İşe başladığı zamanlarda uzun saçlıdır, "Şirkete hippi geldi," derler, etrafını çevirirler. Orijinal bir babadır, anlatıcı söylediği bütün garip şeyleri hatırlar, dinlediği şarkıları bilir. CRR -Creadence mı ne yazmışlar, yanlış olmuş ama olsun- ve Marianne Faithful, bir sürü old-gold işler babanın kalemidir, anlatıcının götürdüğü Marianne Faithful konseri babaya hoş bir sürprizdir ve hatırlamaya değer bir anıdır, defalarca. Futbol maçları, babayla yapılan kavgalar, karne düzenbazlıkları, sigara, ameliyatlar, evlilik, torun, ameliyatlar, Freud, sol el, dört kez. Son bölümde kronolojik sıraya yakın bir seyirde, yekun sağlandıktan sonra hepsinin dizimi. Baştan sona, babanın son anlarına kadar anı dökümü. Anlaşılması zor bölümler anlamlarına kavuşur, babanın eksiksiz bir portresi ortaya çıkar.
Babayı anımsıyor anlatıcı, anıların kaybolmaya meyilli olduklarını bildiğinden tekrar tekrar anımsıyor, pekleşsin diye diğerleriyle karıştırıyor. Birini unutmamanın en iyi yolu. Baba artık orada değil ama her zamanki gibi koltuğunda, orada.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla