Semih Kaplanoğlu'nun sinema dili açısından en zayıf filmi. Tasavvuf ve maneviyat ehli olmaya çalışırken sinemasının bu denli sığlaşması oldukça ilginç. Demek ki sanattaki derinlik ve onu hissettirebilmek başka bir maneviyat gerektiriyor. Görüntülerin dilindeki maneviyat, "hu" deyince ışık yakmaya benzemez, yanından bile geçmez. İnsan Yumurta, Süt ve Bal'daki derinliği, hiç konuşmaya gerek bırakmadan görüntülerle şiir yazan Kaplanoğlu'nu özlemesin de ne yapsın? Umalım da, yeni filmi (üçlemenin ilk halkası) Aslı'da önceki filmlerindeki derinliğin peşine düşmüş olsun.