Zargana
Türk işi Gecenin Sonuna Yolculuk'un yazarı Günday'dan bir edebiyat bombası! Hayat, varlık, oyun, yokluk, varlık, hiçlik! Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Zargana insan değildi. Bundan sonra her şey anlam kazanacak. Kazanabildiğince. Zargana'nın insan dışılığı o kadar çok tekrarlanıyor ki ister istemez, "Bu gencimiz hayvan çocuğu bir mahluk, tamam anladık," diyor okur. Metnin en büyük sıkıntısı bu; göze sokmak. Bir Ellis'e bakın; asla böyle bir şey bulamazsınız, karakterler ne kadar arıza olursa olsun.
Çift zamanlı bir metin bu; diğer kurgusal zaman Zargana'nın çocukluğuna ait. 12 yaşındaki gencimiz tecavüze uğruyor, bir kızla karşılaşıyor ve beraber katakullilere giriyorlar. Sonra yakalanıyorlar, kız hapse giriyor. Romanın sonunda zamanlar birleşiyor; herkes rolünü oynarken Zargana hapisten çıkan kızı alıp başka bir memlekete doğru yelken açıyor.
Sırf anlatıcı sayesinde bile kapkara kesilen bir dünya. Baygınlık verici. Anlatıcının olaylara pek karışmadığı romanlar okuru da koşullamıyor haliyle, eğer bir oyun amacıyla karışma yoksa tabii. Bu güzel bir şey işte, özgür okur.
Şarkılar... Genelde şişkinlik yapan ayrıntılar bunlar. Gotik bir mekanda Sisters Of Mercy çalması belki bir şeyler çağrıştırabilir okura, belki. Lakin Death mi çalacağıdı mesela. Eklemlendiğini söylemek zor, bu konuda Hakan Bıçakcı'yla yarışıyor Günday. Evet, güzel müzik dinleyen adamlarsınız ama tohum serper gibi serpmeyin gözünüz sevem.
Düşünceler falan. İlk kez bunlarla karşılayanı etkiler. Hiçlik, anarşi, kaos, insanlar.
Hakan Günday bunun bir aşk romanı olduğunu söylemiş, 12 yaşındaki Zargana'yla Betty arasındaki aşkın romanı. Değil. Bunların aşkı öyle aman aman üstünde durulacak bir şey değil, zaten kurguda da durulmamış. Bence Koma'yla sevgilisinin aşkı sayesinde buna bir aşk romanı denebilir, o birkaç sayfada olayı iki çocuğun aşkıyla kıyaslanamayacak kadar güzel anlatmış Günday.
Çift zaman var dedik ya, Zargana'nın çocukluğu bariz daha başarılı, bir noktaya kadar. Olabildiğince zorlama hadiseler olsa da okuru o dünyaya çekebilen bölümlerdi onlar, diğerine oranla. Haplanma bölümleri var, gayet başarılı. Çaresiz bir çocuk böyle anlatılır.
Eh, meraklısı için tatmin edici, sonuçta Hakan Günday bize bir şey anlatmaya çalışıyor, beğenmesek de bizde pek görülmeyen bir şekilde anlatmaya çalışıyor, sırf bunun için dinlemeye çalışalım.