kitabın adı iki genç kızın romanı ama kitapta, bırakalım iki taneyi, bir tane genç kız bile yok. böyle söylüyorum çünkü,kişilik çözümlemeleri her iki kız için de eksik yapılmış, sanki iki farklı insan birbirlerini bulmuş,birbirlerini tamamlamış gibi yazılmış kitap. evet, bu böyle olabilir ancak her insanın kendi içinde çelişkileri ile bir bütün oluşturuyor olduğunu da gözden kaçırmamak gerekir.ne handan ne de behiye, ikisi de gerçeğe,hayata dair bir şeyler söyleyemiyor,ikisini, toplasak bile bir bütün etmiyor. kitabın bir önemsenmesi gereken noktası daha var: sanki, hayatta başımıza gelen olaylar (ki insanın başına bir şey gelmez, herkes hayatını baştan sona kendi yazar) bizi şimdiden bilemeyeceğimiz yerlere götürür gibi bir his içerisinde yazılmış, böyle bir hava hakim kılınmış kurguya.ben ve "karşımda duran" herhangi bir şeyin dışında ,elbette bir üçüncü konum daha vardır:farkındalık konumu... ve bu konum adından da anlaşılacağı gibi, "ben olan" ın yarattığı birşeydir, bu konumun varlığının farkına varan kişinin buna "bu benim başıma gelmiş bir şeydir" demesi anlamsız geliyor bana.. yarayı açmayı ben isterim ve bir yara açılmış olur..ve hayat böyle bir sürü yaratımlarla sürüp gider... roman güzel,akıcı,ayrıntılara dikkat eden bir yanı var, sadece bileşimi biraz eksik yapılmış, o kadar...