Kitap için emek harcanmış . Ama okurken beni çok sıktı. Kitabı okuyan kişide " Peygamberimizin gözümüzdeki ve kalbimizdeki yerini sarsan" bir kitap... bence okunmamalı. Yazarın kendi yorumları gerçek gibi algılanmamalı. Pazarda alırveiş yapan Muhammed ile Efendimiz Muhammed arasındaki bağ tam anlaşılamamış.
Kendisine meleklerin bekçilik yaptığı mübarek ile bir arapla at pazarlığı yapan Zatı görünen ile yargılamak dğru değildir. Hata yapmamak için başımızı kaldırıp O'nun nurani şahsiyetine bakmak gerekir.
"Meselâ bir hurma çekirdeği var. O hurma çekirdeği toprak altına konup, açılarak koca meyvedar bir ağaç oldu. Hem gittikçe gelişir, büyür. Veya tavus kuşunun bir yumurtasına uygun sıcaklıkta bekletildi , bir tavus civcivi çıktı. Sonra tam mükemmel, her tarafı kudretten yazılı ve yaldızlı bir tavus kuşu oldu. Hem gittikçe daha büyür ve güzelleşir. Şimdi o çekirdek ve o yumurtaya ait sıfatlar, haller var. İçinde incecik maddeler var. Hem ondan hasıl olan ağaç ve kuşun da, o çekirdek ve yumurtanın âdi küçük keyfiyet ve vaziyetlerine nisbeten, büyük âlî sıfatları ve keyfiyetleri var. Şimdi o çekirdek ve o yumurtanın vasıflarını, ağaç ve kuşun vasıflarıyla bahsetmekte lâzım gelir ki; her vakit insan aklı, başını çekirdekten ağaca kaldırıp baksın ve yumurtadan kuşa gözünü yöneltip dikkat etsin. Böylece işittiği vasıfları onun aklı kabul edebilsin. Yoksa "Bir gram çekirdekten bin kilogram hurma aldım." ve "Şu yumurta, gökyüzündeki kuşların sultanıdır." dese, yalanlanır ve inkar edilir.
Bu örnekte olduğu gibi Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın insanlığı; o çekirdeğe, o yumurtaya benzer. Peygamberlik göreviyle parlayan mahiyeti ise, Cennetteki Tuba ağacı gibi gibi ve Cennet'in en mükemmel kuşu gibidir. Bu mükemmellik ümmetin dua ve salavatlarıyla gitgide artmaktadır.
Onun için çarşı içinde bir bedevi ile pazarlık eden o zâtı düşündüğü vakit; Refref'e binip, Cebrâil'i arkada bırakıp, Kâb-ı Kavseyn'e koşup giden Zât-ı Nuranîsine, hayal gözünü kaldırıp bakmak lâzım gelir. Yoksa ya hürmetsizlik edecek veya nefs-i emmaresi inanmayacak. (Bediüzzaman S.N., 19. Mektup dan sadeleştirilmiştir.)"