Git Kendini Çok Sevdirmeden Hakkındaki Yorumlar

Evet, adı gibi sevmesini de gitmeyi de bilenlere bu roman, Git Kendini Çok Sevdirmeden. Yazarın bugüne kadar yazdığı en iyi ikinci kitabı bana göre çünkü birincisi Bu İşte Bir Yalnızlık Var.
İnce düşünülmüş, hoş bir roman, akıcı ve sade bir dili var. Kitap adları seçiminde ne kadar da başarılı, ibretle bakıyorum.
Okumanızı tavsiye ederim bu kitabı.

tuna kiremitçinin ilk romanlarından birisi. ben okuyunca kendimi romanın içinde buldum. çok akıcı. bu kitabından sonra diğer kitaplarını da aldım.sadece A.Ş.K. Neyin kısaltması? adlı kitabını daha okumadım. ama diğer kitapları harika..

Kitabın en çok satanlar listesine nasıl girdiğini anlayabilmiş değilim.Farklı bir anlatım kurgusu denese de pek başarılı olduğunu söyleyemem.Tekdüze bir hikaye ve basit ama ilgi çekmeyen bir anlatımı var.Kesinlikle tavsiye etmiyorum.

Bu kitabı ilk çıktığı sene yani 2002 de okumuştum ama açıkçası 2. kez okumak istediğim nadir kitaplardan biri Tuna Kiremitçinin en başarılı işi bence kitabı gerçekten zevk alarak okudum belki çok çarpıcı bir hikayesi yok ama bir çok insanın kendinden birşeyler bulabileceği bir kitap Değişik hayatlar tanımak isteyenlere tavsiye edebileceğim bir kitap...

yazarın ilk romanı olduğunu bilmiyordum daha önce...ama okuduğumda bi acemilik sezdim...en takdire şayan kısmı ise yazar bir kızı n hikayesini kendi yaşıyormuş gibi anlatmış...ama cümle kuruşlarında bir problem olduğu seziliyor ve insanı romandan koparabiliyor...

Yazarın okuduğum ilk eseri. Oldukça farklı bir yolculuğa çıkıyor, zamanın ayaklarınız altında kayıp gittiği hissine kapılıyorsunuz. Kahramanın hayatına dair enstantaneler gözünüzde canlanıyor ve onunla aynı arayışa kendinizi kaptırıyorsunuz. Ansızın faklı bir mekana taşıyorsunuz kendinizi ve o atmosferin değişik havasını solukluyorsunuz...

Git kendini çok sevdirmeden... zaten insanı meraklandıran ve okumaya iten bir isim. ve istasyon,arkasını dönmüş yürüynen bir kadın,acıklı bir kapak..kitap daha en baştan albenisiyle çekiyor sizi kendinize. arkasında da yazdığı gibi;gitmesini de, sevmesini de bilenler için.. iç burkan ama sonunda'e bu kadar mıydı yani?' dedirten bir aşk hikayesi..biz Türk milleti olarak alışmışız mutlu sonla biten filmlere,kitaplara,dizilere herşeye, nedense mutsuz son işimize gelmiyor ,benim de öyle oldu. ama dili sade ve bir çokinsanın takılmadığı noktaları tespit edip güzel yorumlar yapmış Tuna Kiremitçi romanda.zaten anlatımın bir geçmişten bir de şimdiki zamandan olması apayrı bir hava katmış esere,iki farklı romanı takip ediyormuş gibisiniz enbaşta,fakat sonradan orta noktada birleşiyorsunuz... ilk aşkın farklılığı,baba sevgisi ve anne'nin hayatımızdaki yeri,kötü biten evlilikler..çok farklı konulara birden değinmiş ve hepsini bir potada eritmeyi başarmış..tebrik ediyorum. okumalsınız..arda'nın gençkızlık ve sonrada orta yaş anıları size kendinizden birşeyler bulduracak...

Tuna Kiremitçinin çok büyüleyici gizemli bir tarzı var. Ayşe Kulinde de vardı bu. ama birbirinden çok farklı anlatımlar. Ayşe Kulin'in Füreyasında bugünden başlıyordu anlatmaya sonra geçmişten başlayıp bu güne nasıl geldiğini yavaş yavaş adım adım anlatıyordu. Bundan da etkilenmiştim. Ama Tuna Kiremitçi bir geçmişten bir bu günden anlatırken geçmişi oldukça yavaş yavaş bugünüde geçmişten ipuçları vererek son derece akıcı bir tarz yakalamış. İnsan neler olduğunu anlamak için bir çırpıda okuyor. Merak dürtüyor yani. Ayrıca cümleleri de kısa ve açık. anma karmaşası yaşamadım yani. Şunu da söylemem gerekirki bir bey olarak yazar bir genç kızın ve sonra kadının duygularını gerçeğe yakın ele almış. Çoğu erkek kadınların iç dünyasını bilmez hep merak eder. Ama onlar için kadının iç dünyası bir sırdır. anlayamazlar. Tuna Kiremitçi nasıl başarmış bilmiyorum.

Evlenmiş,çocuğunu kaybetmiş,çocukluk ve gençliğinin izlerini taşıyan babaocağına dönmüş olgun bir kadının yaşadıklarıyla başa çıkma mücadelesi;yüreğindeki,ruhundaki izler,ve gençlik yıllarında yaşadığı aşkın dünü ve bugünü,Yıllar sonra "aşkla" yeniden karşılaşmanın tedirginliği,hüznü,mutluluğunu okurken bir kadının iç dünyasında yolculuk etmek hoşuma gitti. Ama gayrimeşru ilişkilerin boyutlarının verilmesi, anlatılan aşkı zaman zaman gölgeledi. Hayatın rüzgarında savrulan insanlar anlayışını hissettim okurken.Yazarın anlattığı ilişkiler yumağı maneviyattan uzak olması, henüz yeni yetişme çağında olan gençlere doğru örnekler sunmuyor. Ama bunları kendi içinde özümseyip doğru sonuçlar çıkarmayı başarmalıyız.

Yirmiüç yıl arayla olan olaylar anlatılıyor;ön planda,bazı bölümlerde bir kaza sonucu oğlunu kaybeden,yaralarını sarmak için doğduğu şehire Eskişehir'e annesinin evine dönen,geçmişiyle hesaplaşan genç bir kadın.Bazı bölümlerde bu kadının onyedi yaşındayken abisi ile İstanbul'a geliş ve bu şehirdeki anıları anlatılıyor.
Arka planda yaşadığı çevreye ,insanlara karşı olan kırgınlıklarından dolayı başka bir ülkeye yerleşen,bir kaç eski hatırası ile yaşamaya çalışan abi ve yıllar sonra ortaya çıkan eski bir sevgili.
Bu kitap yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok beğenerek okudum.Eskişehirli olduğu için şehirle ilgili anlatımlarıda başarılı olmuş.Bekçiden kaçarak akarsuya yüzmek için atlayan çocukların olduğu manzarayı sanki seyrediyor gibi okudum.
Eskişehir çok sevdiğim şehirlerden biri.Beş sene önce üç gün bu şehirde kalmıştım.Beni etkileyen en önemli görüntüde Porsuğun sağında ve solundaki caddelerde sıra sıra kitapçılar olmasına rağmen akşam üstü el arabasında da kitap satıyorlardı (çoğu yerde leblebi,çekirdek satarlar).Eski şehirin olduğu kısım da oldukça görülmeye değer.Bir de tabi tatar böreğini unutmamak lazım.Keşke birazda bunlardan yazsaydı.
Yinede keyifle okunacak bir kitap umarım kısa zamanda tekrar basılır ve okuyamayanlar okuma fırsatı bulur.

Tuna Kiremitçi' nin bence eniyi kitabı...Git Kendini Çok Sevdirmeden bir kere isminde gizem ,çekicilik var. Bir solukta denirya işte öyle sıkılmadan okuduğum bir kitap .Biraz kısa ve sonu yokmuş gibi bitiyor ama olsun.Yinede güzel ve okunmaya değerdi.

Ben bir kitap almaya karar verdigimde kapagından sonra baktıgım tek yer arka kapagındakı ozet bolumudur.Herkesın okudugundan degıl benım okuyabılecegım kıtapları almaya ozen gosterırım. Bu kıtabı ılk gordugumde ılk elıme alısımın sebebı kıtabın ısmıydı. Sonra arka kapagındakı konu ılgımı cektı. Ve bugun bıtırdım kıtabı.Konu oncelerı cok karısık olsada sonra toparlanıyor.Gercı hareket heyecan macera fazla yok. Ve kotu olan sonucta yok.Sankı bu kıtabın ıkıncı bolumu cıkacak gıbı yarım kalmıs gıbı hıssettım. Hanı bır fılm seyredersınız ya mutlaka sonunda kotu olan kaybeder ama gerı donecekmıs gıbı bır hıs uyandırarak fılmı bıtırırler kı begenılırse acık kapı kalsın. Sankı yazar bunu dusunerek bazı soru ısaretlerını kafamızda bırakmak ıstemıs.Aslına bakarsanız hala ben sonunu merak eder oldum.Cunku ne mutlu bır son var nede huzunlu bır son. Sadece son var ama devamı gelecek gıbı bır son.

Geçen sene bi arkadaşta gördüm bu kitabı. Başladım..Yarısına gelmeden uzaklaştırdım yanımdan. Çünkü üslubu çok saçma geldi ve bi yerden bir yere atlaması epey kafamı karıştırmıştı.
Bu sene bi daha bşlıyayım dedim ve tuna kiremitçi'ye haksızlık ettiğimi anladım..
Tuna Kiremitçi çok doğal ve üslubunun yanında müzikle oluşturduğu bir dünya..evet tam bir dünya..okurken kendinizi o dünyanın içinde buluyorsunuz..o dünyaya bi defa girince de çıkmak istemyeceğinize ve kitap bitiyor diye üzüleceğinize garanti verebilirim..

garanti verebilirim

Tuna Kiremitçi üslübu nedeniyle eleştirilen bir yazar.Her zaman doğallığını koruyor,konuşma diliyle yazıyor.Entel olmaya çalışmıyor.Dolayısıyla geniş bir okuyucu kitlesi var.bu kitabında da bölümler halinde olayları anlattığı için biraz kopukluk olmuş.Yazar bu kopuklukları tamamlama işini okuyucuya bırakmış.İlk romanı olmasına rağmen iyi bir eser.Okumadan önce reklam nedeniyle çok satan kitaplardan biri sandım,fakat okuyunca Tuna Kiremitçi hayranı oldum.Elimden geldiğince diğer romanlarını da okuyorum

Beklediğimin çok dışında. Basında anlatılanla okuduğum arasındaki fark beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim.

kitabı bitirdiğimde çok şaşırdım son sayfalarının yanlışlıkla yırtıldığını yada eksik basıldığını düşündüm ama yanılmışım. hiç bir özelliği olmayan bir kitap boş vaktiniz çoksa okuyabilirsiniz.

İsmindeki çekiciliğin altında ezilmiş bir içerik… İsminin etkileyiciliği kitaba ağır gelmiş, beklenen duygusallıktan uzakta, onu kaldıramıyor. Bu yüzden okuyucu da aldanmışlık hissi yaratıyor, anlatımı sıradan geliyor. Anlatımındaki bu sıradanlık, kitabı kolay okunur bir hale getiriyor. Sadelik ve sürükleyicilik genele hakim, ama bu yaşanmışlık hissi vermediği için ilgiyi kaybettiriyor. Kitabı biraz daha ilgi çekici ve okunur kılmak için satırlarına aşk serpiştirmiş gözüküyor, bu da arka kapakta yazılı konudan kaçtığını gösteriyor. Bunaltan bir havası yok, bıraktığı doyumsuz bir lezzette… Kendini biraz daha olgunlaştırıp, öyle piyasaya çıkmalıydı yazar, hayal kırıklığı yaratmamak için. Tam bir fiyasko değil ama, bu kadarı zaten var günümüzde. Daha ustalık bekliyoruz kaleminde…

aslında bu kitabı okumaya başlar başlamaz hemen bir kaç bölüm birden atlıyorsunuz. ancak başlarda olaylar arasında bağlntı kurmak zor oluyor. bir kadının hem geçmişe dönüşü hemde şimdiki zamanı anlatışı kafa karıştırıcı ve bir o kadar da çarpıcı. yazarın üslubu sürükleyici ve sade. Okudukça daha çok okumak istiyorsunuz. bana kalırsa elinize geçer geçmez okuyun, zaten kısa sürede bitireceksiniz.

Yazarın tanınmasını sağlayan ilk kitabı.Özellikle çarpıcı olan adının kitabın ilgi çekmesinde büyük payı olduğunu düşünüyorum. Sonu hep hüzünle biten aşk romanımız konusunu gündelik hayatlardan alıyor. Basit bir anlatım, dilde mübalağaya yer verilmemiş. Bence light , bir tadımlık sonu hüzünle biten özellikle de gerçekçi bir aşk romanı.

bir kadının geçmişiyle yüzleşmesi..geleceğine umutsuz bakması...yer yer cınsel öğelere yer vermiş...anlatımda bellı bır olgunluğa ulaşmış ama konu içerisde bır bütünlük sağlayamamış...muammalı bir sonuçla biten bir kitap..ismine güvenip almayın ..

sürükleyici olduğunu düşünüyorum geçmişle şimdi arasındaki kurgudan dolayı kitap sürükleyici bir hal alıyor.umduğum kadar iyi olmasa da okunmayacak kadar kötü olduğunu da düşünmüyorum

hiç beklemediğim ve alışkın olmadığım bir sonla bitti...aslında sonsuza kadar hiç bıkmadan okuyabilirdim.neden alışmadığım bir sonla bitti diyorum çünkü benim için mutlu bir son değildi.şimdiyse aslında hangisinin mutlu son olabileceği ise çok karışık.okuyun ve beklediğiniz yada beklemediğiniz sonu görün.

Roman geçmişle şimdiki zaman arasında gidip gelen bölümler halinde yazılmış zaman zaman bölüm sonlarında insanı merakta bırakacak şekilde diğer bölümlere geçilmiş. Diğer bölümde olayların daha gelişeceğini insanda heyecan yaratacak şeyler beklerken hayal kırıklığına uğruyorsun bir anda. Yazarın yorumu güzel anlatmasına rağmen bir eksiklik var gibi geldi bana, yaşanan aşk hikayesi sıradan bir olaymış gibi geçiştirilmiş her defasında. Hatta romanda yaşanmış bir aşk varmıydı bu bile tartışılır aslında :)) Geçmişle şimdiki zamanlarda yazılan bölümlerin ortak bir noktada birleşeceğini düşünmüştüm birazda ama yanılmışım. Roman hiç beklenmedik anda sonlandırılmış. Yazarın roman üzerinde biraz daha çalışması gerektiği kanısındayım. Özetle kitabın adı Romanın içeriğine biraz ağır gelmiş. Oysa "Git Kendini Çok Sevdirmeden" başlığını taşıyan bir romanın daha farklı bir formatta olması gerektiğini düşünüyorum.

Tuna Kiremitçi’nin ilk romanı ve doğrusunu söylemek gerekirse kitabın adına vuruldum ve öylelikle okudum. Sürükleyici bir anlatımı ve yalın bir dili var. Bütün arkadaşlarım şiddetli tavsiyelerim sonucu okudu ve çok beğendi. Eğer sizinde yarım kalan aşklarınız varsa kitapta kendinizi bulacağınıza eminim.

Elime aldığım gün bitirdim. Çok sürükleyici bir kitap. Tek beğenmediğim özelliği sonundan pek birşey anlamadım. Okuyunca ne demek istediğimi siz de anlayacaksınız.

çok kötü bir kitap okuduğum en kötü kitap anlamadığım bu kitabın nasıl çok satması. galip dede herkezin beyendiği şeyden ben nefret ederim çünkü çok kişinin beyendiği şey basit şeylerdir heralde çok satmasının nedenide bu

Gözlerimi kapdığımda eskilere, gençlik yıllarıma gidiyor ve aslında o zamanlarda daha da mutlu olduğumu anımsıyorum. Sevgilerimin ne ulvi sevgiler, aşklarımın ne büyük aşklar, yanlışlarımın ne önemli yanlışlar olduğunu görüyorum. Kitabı okurken Arda beni hızla çekiyor kendi geçmişime, birbirimize gülümsüyoruz, Arda ile yolculuğa başlıyoruz...
İlk önce benim ilk gençlik dakikalarım dikliyor gözlerimin önüne ve ardından ilk aşkım çalıyor kapıyı, sadece bir fincan kahve içmek istiyor benimle. Uzun uzun sohbet ediyoruz. Defalarca kahve komasına giriyoruz. Arda uyandırıyor beni geleceğe çağırıyor gitmek istemiyorum. Bu kitabı okudukça aşık oluyorum ilk aşkıma. Gülümsüyorum...

Kitap sade bir hikaye çerçevesinde, akıllıca tasarlanmış kurgusuyla dolaşan sıradan karakterleri içeriyor.Kiremitçi abartıdan ve aşırı süsten kaçınmış. Çok güzel bir kitap herkese tavsiye ederim.

Okuması basit, kafanızı fazla yormayan duygusal şeyleri seviyorsanız okuyun derim.

bence nasırlaşmış türk edebiyatına sürülen nemlendirici krem gibi geldi bu kitap.ismi de kendisi kadar kaliteli .ve yazarın ahenkli bir dili var ki sonunda ne olacak dedirtiyor hayat gibi sonu belli değil bazen başka yerdesin bazen başka yerde harika herkes okumalı

Ben de yazarın bu ilk kitabını diğer kitaplarından sonra okuyan biriyim. Görüyorum ki, yazar genelde duygusal ve aşk dolu romanlar yazıyor, bu çabasında da oldukça başarılı.tavsiye ediyorum.

Tuna Kiremitçi'nin kitaplarına hoş isimler verdiği tartışılmaz...Biz okurları etkilemeyi biliyor ki onun her kitabında kalbi kırık bir kahramana rastlamak, Dostoyevski'nin psikolojisi bozuk kahramanlarıyla iç içe yaşamak gibi oldu bizim için...Tanıdık bir yüz oldu artık.Dostoyevski'nin nevraozlu biri olduğunu biliyoruz da Tuna Kiremitçi'nin de kalbi çok mu kırık?Bu kırıklar canını çok mu yakıyor?

Muhteşem... Bir turk romancıdan bu kadar güzel, bu kadar akıcı, bu kadar sade, bu kadar bizim insanımızı bize anlatacak bir kitap beklemiyordum. Yaşananlar senin benim yaşayacağımız günlük hayatın bir parçası gibi sanki... Tarihin içinden kopup kapımızı çalmış gibi... Kitaplığımdan sürekli göz kırpıyor bana beni tekrar oku der gibi...

Tuna Kiremitçi'nin bu kitabı için yapılan eleştirilerin çoğu , eserin isminin vurucu olması ancak içeriğinin öyle olmadığı yönünde idi. Bu kitap yayınlandığında , alıp almama konusunda uzun zaman kendimle mücadele ettim. Zira reklamı çok yapılan kitaplar bende hep itici bir etki uyandırmıştır bugüne değin.. Kitabın iyisini tavsiye sattırır çünkü, reklam değil.. Kitap reklamla satın alınabilecek bir gıda veya giysi değildir.

Ancak en sonunda, hiç olmazsa tatilde okurum diyerek aldım. Pişman da olmadım doğrusu.. Çok fazla bir yazın geçmişi olmamasına rağmen, zaman içindeki gel-gitlerle hikayeyi daha canlı tutmayı başarabilmiş... Anlatılan hikaye çok kurgusal, sürükleyici falan değil.. Her gün birilerimizin yaşadığı veya başınagelebilecek türden.. Acımasızca eleştirmek istemiyorum.. Kafanızın rahatlamaya ihtiyacı olduğu anda okunabilecek bir kitap.. Emeğine sağlık Tuna Kiremitçi..

Yazarın iki kitabınıda okuyanlar kesinlikle anlamıştır ki yazar hem erkeklerin gözünden yaşamı anlatabiliyor hemde kadınlar gözünden anlatabiliyor. Üstelik kitap isimlerini oldukça güzel seçmiş diyemiyecem çünkü kitabı okuduktan sonra gerçekten derin bir nefes aldıktan sonra sizde aynı sözü söylüyorsunuz... Kitap oldukça iyi.

Albeni bir isim ile piyasaya sürülmüş, çok fazla edebi değeri olmayan açıkcası insanı hiç sürüklemeyen bir kitap. Yazar bol bol gereksiz detayların tasvirlerini yazmış. Duygu yoğunluluğu yaratamamış. Okunmalımı derlerse okunabilir berbat değil, ama okumazsanız bir şey kaybetmiş sayılmazsınız.

sadece ismi güzel bir kitap..zaten son zamanların modası etkileyici bir mısrayı kitap ismi yaparak okuru baştan etkilemek.dedim ya sadece adı güzel..

Okumaya değer bi kitap.Sade bir dille yazılmış.Adı da çok güzel.Melankolik bir hava var kitabın genelinde.Vaktinizi boşa harcamış olmazsınız.Mutlaka okuyun.

Yine uzun süre okumadan ortalıkta süründürdüğüm ve şimdi hata yaptığımı anladığım bir kitap. Tuna Kiremitçi son zamanlarda okuduğum en iyi Türk yazarlardan biri. Bazı kusurları da gençliğine vermek lazım. Yalnız bir kusur var ki ne gençliğe verilebilinir ne de başka türlü açıklanabilinir-kitabın sonuna doğru bir yerde Esra'nın saç ve göz rengini tarif ederken bir siyah diyor bir sarı, bir yeşil bir kahverengi. Üstelik bu değişiklikler 2 sayfada 3-4 kez oluyor. Tam kızı gözümün önünde esmer kahverengi gözlü canlandırmışken 10 satır sonra sarışın yeşil gözlü olduğu ortaya çıkıyor. Yazarlar kitapları bitirdikten sonra dönüp bir kontrol etmiyorlar mı merak ediyorum. Ama sonuç olarak güzel bir kitap ve umut vaadeden bir yazar. Öğrenciliğimin geçtiği Eskişehir'de geçiyor olması da kitabı bennim için daha özel kıldı doğrusu.

tuna kiremitçi de en az murathan mungan ve ahmet altan kadar meshur olmasına ragmen ve üstelik onlar kadar eski bir edebiyat geçmişi olmamasına ragmen medya diğer iki yazara yaptığı gibi onun üstüne gitmedi ama bu yine de onun iddiasız bir yazar olduğunu göstermiyor diye düsünüyorum en az onlar kadar iddialı git kendini çok sevdirmeden'i de mütevazi fakat iddialı buldum.ha bir de içinde ismimin ve okuduğum saehrin isminin geçmesi hoşuma gitti.

başlığı ilk başta gerçekten insanın dikkatini ve ilgisini çekiyor fakat kitabın içeriğinin başlıkla pek ilgisi olduğunu söyleyemem. çok sade basit bir kitap. duyguları harekete geçirmeyi başaramıyor..

Türk Edebiyatı yeni bir yüz daha kazanmıştır.Bu kitap yazarımızın ilk kitabı olduğu düşünülürse gayet iyidir. Ancak konuların devamının birer bölüm atlanarak yazılmasının ne gereği vardı? Sıralı bir biçimde yazılsa da olurdu. ve bilinmeyen bir sonla bitmesi ya kitabın devamının çıkacağını ya da son bölümü okuyucuya bıraktığını gösteriyor... başarılarının devamını dilerim...

kitapta edebi dil kendini cok gosteriyor.
kitap kesinlikle sürükleyici fakat bazı yerlerde kesiklikler var yani bazı yerlerde konudan uzaklaşılmış bu sırada kitaptan kopabilir okuyanlar. cok pahalı olmaması buyuk bir avantaj ve kendine çok ii reklam yapmış.

Yorum yazıp yazmamakda düşündükten sonra dayanamdım. Evet yalın bir anlatımı ama sürükleyici olduğunu düşünmüyorum ordan oraya geçip durmuş kitabı bitirdim ama sonu yok bu kitabın. Merak ettim karakterler nerde ne yapıyor. Ayyhhh sonu yok bu kitabın istesek bizim için bi son yazabilirmisiniz lütfené.....

o kadar görsel yayınlarda ard arda reklamı yapılan kitabın sanırım çok okunmasına şaşırmamamız gerekir bir şeyler vardur diye okuyup sonra hayal kırıklığına uğruyorsunuz.içinde çok sıradan bir konu, ardanın içsel duygularını tam olarak anlayamadık.bir çok soru işareti bırakıyor.kişiler tam olarak ortada yok.

Abartmıyalım.İyi bir kitap mı?evet.pekii okunmasa bişey kaybedermiyiz ?Hayır.Bir kitap okunup son sayfa kapandığında içinizde ürperti ve hoşluk yoksa ....daha ne demeli?ve bir kitapta kitabın adı bu kadarmı kendisinden daha çok anlamlı olabilir??yani abartmıyalım.

Kitabı alırken ismine, kapak resmine ve arka yazısına göre seçmiştim. Ancak okurken bazen anlatılan mekandan dolayı ruhum karardı.İki günde bititrdim ama "sonu bumuydu..." diye bir hayal kırıklığına uğradım. Diğer kitabını arkadaşımdan alıp okumayı düşünüyorum. Beni çok etkilemedi.Ancak kapak seçimi ve kitabın ismi güzel.Bunlar bazen yetmeyebiliyor.Bu nedenle ikinci kitabı satın almadım henüz...

BU KİTAPTA AYNI ZAMANDA İKİ HİKAYE ANLATILMIŞ.İKİ HİKAYYEYİ AYNI ANDA HERKES ANLATAMAZ.KONU GÜNLÜK HAYATTAN SEÇİLMİŞ.BENCE ÇOK GÜZEL BİR KİTAP...HERKESİN OKUMASI GEREKLİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM....

İlk başta cezbediyor sizi sürükleyleyici.....ama sonuna geldiğinizde etkili bir bitiş ya da ne oldu bitti mi ??bu muydu?? dedirtiyor.....sadece düşünmeden zaman geçirmek isteyenlere.....çok satmasını inanın hiç anlamadım.....

TUNA KİREMİTÇİ'NİN KİTABINI ELİME ALIRKEN ÇOK DEGİŞİK BİR YAZI BEKLİYORDUM AMA ÇOK YANILDIM...KİTAP AKICILIK YÖNÜNDEN HARİKA.TAM TAHMİN ETTİĞİM OLAY OLACAK DERKEN KARŞIMA ÇOK DEĞİŞİK OLAYLAR ÇIKIYOR...AMA BİRDEN KONUNUN DEĞİŞİK MEKANLARA ATLIYARAK YAZILMASI İNASANI BİRAZ SOĞUTUYOR...