Ayşe Kulin'in bu eseri iyiydi,en azından "Gece Sesleri"nden.Konusu güzel.Dini ne olursa olsun tüm insanlara Allah'ın binbir güzellikle,donanımla yarattığı insanlara saygı duymak,insanların özgürce yaşama hakkının var olduğunu kabul etmek güzel.Türk vatandaşı olarak Türklerin davranışları karşısında da mutlu oldum.Ancak Filmlerde yatak sahnesi diye adlandırdığımız bölümler yazarın bu eserinde de yer almış;en azından 'gece Sesleri'ndeki süt anne ile oğlunun arasında geçen ilişki gibi saçma sapan,sapıkça ilişkiler yer almamış.Ne yazık ki bu tarz sahneler sanatımızın her alanına(sinema,tiyatro, edebiyat...)girmiş durumda.Ne kötü!Meşhur dizilerimizden sonra toplumsal yapımız yerle bir oluyor.Yazarın düşünceleri hakkında hiçbir şey bilmeden,duymadan tamamen tarafsız okuduğum ilk eseri 'Gece Sesleri'nde yazar görüşlerini çok açık bir şekilde kaleme almıştı.Birkaç bölümü beni çok şaşırttı,üzdü.'Nefes Nefese'kitabında çok fazla görüşünü açıklamamış olmasına rağmen kitabın son sayfasında yaptığı tasvirler dikkatimi çekti,nedense.İstanbul'a giren trende başkahramanlardan Selva istasyonu gözlemlerken "...şapkalı hanımlar,başörtülü kadınlar,analarına şımaran arsız çocuklar ve simitçi..."tasviri yapılmış.Benim gibi sıradan bir okuyucunun günümüzün dev edebiyat sanatçısına edebiyat kurallarını hatırlatmak gibi bir niyeti olamaz elbette;ama yazar "hanımlar"ismini iki sıfatla ortak kullanarak"şapkalı,başörtülü hanımlar"sıfat tamlamasını kullansaydı herhangi bir anlatım bozukluğu olmazdı sanırım.Daha şık,daha kibar,daha modern,daha saygılı bir ifade olurdu bence.